Translation of "Descubrir" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Descubrir" in a sentence and their turkish translations:

Para descubrir toda su órbita.

tüm yörüngeyi anlamaya koyuldular.

Y descubrir un mundo extraordinario

...ve bu olağanüstü dünyayı keşfedebiliyoruz.

Comencé a descubrir cosas extrañas.

bazı garip şeyleri keşfetmeye başladım.

Nadie puede descubrir la solución.

Hiç kimse bunu halledemez.

Hay mucho más por descubrir.

Keşfedecek daha çok şey var.

Y descubrir un mundo mágico nocturno.

Sihirli bir gece dünyası ortaya çıkarıyoruz.

Espero que podamos descubrir eso exactamente

umarım bunu da tam manasıyla keşfedebiliriz

Tú lo vas a descubrir finalmente.

Sonunda bulacaksın.

Solo quiero descubrir qué ha pasado.

Sadece ne olduğunu öğrenmek istiyorum.

Tomás va a descubrir la verdad.

Tom gerçeği öğrenecek.

No van a descubrir nada útil sabiéndolo

Bu size dünyayla ilgili bir şey söylemez;

Hasta que logré descubrir un principio fundamental.

Ama sonunda temel, belli başlı bir prensip keşfettim.

No uses "descubrir" cuando quieres decir "inventar".

"İcat etmek" demek istediğinde "keşfetmeyi" kullanma.

Quiero descubrir dónde compró Tom sus zapatos.

Tom'un ayakkabılarını nereden aldığını öğrenmek istiyorum.

Tengo que descubrir quién mató a Tom.

Tom'u kimin öldürdüğünü bulmalıyım.

Necesitas descubrir lo que estás haciendo mal.

Neyi yanlış yaptığınızı anlamanız gerekir.

No puedo descubrir cómo abrir este maletín.

Bu valizi nasıl açacağımı bilmiyorum.

No puedo descubrir cómo operar esta máquina.

Bu makineyi nasıl çalıştıracağımı anlamıyorum.

No puedo descubrir cómo resolver este problema.

Bu problemi nasıl çözeceğimi bilemiyorum.

Tom intentó descubrir adónde había ido Mary.

Tom Mary'nin nereye gittiğini öğrenmeye çalıştı.

Quiero descubrir cuántas personas murieron en ese accidente.

- O kazada kaç kişinin öldüğünü bulmak istiyorum.
- O kazada kaç kişinin öldüğünü öğrenmek istiyorum.

El investigador intentó descubrir los entresijos del crimen.

Dedektif suç inceliklerini anlamaya çalıştı.

Acabo de descubrir el lado oscuro de Tatoeba.

Tatoeba'nın karanlık yönünü kesinlikle keşfettim.

- Fueron incapaces de descubrir el menor secreto.
- No fueron capaces de descubrir ningún secreto.
- Fueron incapaces de revelar algún secreto.

Herhangi bir sır keşfedemediler.

Me gustaría descubrir por qué Tom decidió no ir.

Tom'un neden gitmemeye karar verdiğini öğrenmek istiyorum.

Necesito descubrir quién le dio ese consejo a Tom.

- O tavsiyeyi Tom'a kimin verdiğini öğrenmem gerekiyor.
- O tavsiyeyi Tom'a kimin verdiğini öğrenmeliyim.

La perfecta salud, descubrir el yo verdadero, resucitar el alma

mükemmel sağlık, gerçek benliğinizi keşfetmek, ruhunuzu diriltmek,

Salimos durante varios meses antes de descubrir que estaba embarazada.

Hamile olduğunu öğrenene dek aylarca flört ettik.

Pero estarían sorprendidos de descubrir que no tengo tres ideas.

Ama o üç fikre sahip olmadığımı söylemem sizi şaşırtabilir.

Pero, ¿cómo podría una hormiga descubrir esto de todos modos?

ama her şeye rağmen bir karınca bunu nasıl keşfedebilir ki?

Quiero descubrir si Tom ha ido hoy a la escuela.

Tom'un bugün okulda olup olmadığını öğrenmek istiyorum.

Quiero que nos ayudes a descubrir quién mató a Tom.

Tom'u kimin öldürdüğünü bulmamıza yardımcı olmanı istiyorum.

Dan quería descubrir dónde Linda había estado la noche anterior.

Dan Lind'nın önceki gece nerede olduğunu öğrenmek istiyordu.

No puedo descubrir cómo postear un comentario en este blog.

Bu bloğa nasıl yorum postalayacağımı anlayamıyorum.

Tom acaba de descubrir que es el padre de Mary.

Tom onun Mary'nin babası olduğunu henüz anladı.

Al descubrir por qué nos equivocamos cuando creemos que tenemos razón.

yanılmış olduğumuza dair harika bir seyrin tadını çıkarmanızı diliyorum.

Quiero descubrir la clase de música que le gusta a Tom.

Tom'un ne tür müzikten hoşlandığını öğrenmek istiyorum.

Quiero que me ayudes a descubrir quién me robó el coche.

Arabamı kimin çaldığını öğrenmeme yardım etmeni istiyorum.

Acabo de descubrir que mi papá no es mi padre biológico.

Babamın biyolojik babam olmadığını kesinlikle anladım.

Tu regalo fue como descubrir un oasis en medio del desierto.

Hediyen bir çölün ortasındaki bir vahanın keşfi gibiydi.

Tom no hizo un gran esfuerzo para descubrir qué estaba mal.

Tom neyin yanlış olduğunu bulmak için çok çalışmadı.

Tal vez Tom pueda ayudarnos a descubrir cómo resolver este problema.

Bu sorunu nasıl çözeceğimiz konusunda belki Tom'un bir yardımı dokunabilir.

Estoy tratando de descubrir la belleza que aún no se ha descubierto.

Henüz keşfedilmemiş güzellikleri keşfetmeye çalışıyorum.

Todas las personas deberían descubrir por sí mismas la alegría de compartir.

Herkes kendisi için paylaşmanın mutluluğunu araştırmalı.

Sería imposible, pero viviría como él, desesperado para descubrir dónde me están robando.

Bu olacak şey değil ama onun gibi yaşar, kim beni soyacak diye dertlenirdim.

Voy a descubrir una forma de echarle la culpa de esto a Tom.

Bunun için Tom'u suçlama yolu bulacağım.

Lo intentó duramente solo para descubrir que no era válido para el trabajo.

Yalnızca onun iş için uygun olmadığını bulmak için çok çabalıyordu.

¡No me atrevo a investigar demasiado profundamente, para no descubrir la horrorosa verdad!

Acı gerçekle yüzleşmemek için konuyu fazla deşmeye cesaret edemiyorum!

Al fin Tom ha conseguido descubrir de ella la verdadera opinión de María.

Tom sonunda Mary'nin gerek fikrini ondan almayı başardı.

Para descubrir un lado oculto de los grandes desiertos del mundo y de los pastizales.

Dünya'nın en büyük çöl ve çayırlarının gizli yanlarını... ...keşfetmek için.

Estoy seguro de que no sería muy difícil descubrir quién se infiltró en nuestro sistema.

Sistemimize kimin saldırdığını bulmanın zor olmayacağından eminim.

Fue una desagradable sorpresa descubrir que se enfrentaba a todo el poder del Ejército de Bohemia;

Onun olduğunu keşfetmek kötü bir sürpriz oldu Bohemya Ordusu'nun tüm gücüyle karşı karşıya kaldı:

Solo dame algo de tiempo. Estoy seguro de que soy capaz de descubrir cómo resolver el problema.

Sadece bana biraz zaman ver. Sorunun nasıl çözüleceğini anlayacağıma eminim.

El eslogan de Twitter es "La mejor manera de descubrir qué hay de nuevo en tu mundo".

Twitter'ın sloganı "Dünyanızda nelerin yeni olduğunu keşfetmenin en iyi yolu."'dur.

- ¿Por qué va a descubrir todo el mundo todos mis secretos tarde o temprano?
- Sabes que te quiero, ¿verdad?

- Onlar hiç kimseyi görmediklerini söylediler.
- Bana bu hikayeyi anlatan Tom'du.

Cristóbal Colón, como todo el mundo sabe, es reverenciado por la posteridad, porque él fue el último en descubrir América.

Herkesin bildiği gibi Christopher Columbus, Amerika'yı en son keşfeden olduğu için sonraki kuşaklar tarafından onurlandırıldı.

Tom se entristeció al descubrir que Mary era una buscadora de oro, y Mary se entristeció cuando supo que Tom era pobre.

Tom Mary'nin zengin koca avcısı olduğunu fark ettiğinde üzgündü ve Mary Tom'un fakir olduğunu fark ettiğinde üzgündü.

Los números primos son como la vida: son totalmente lógicos, pero es imposible descubrir sus reglas, aunque te pases todo el tiempo pensando en ellos.

- Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.