Examples of using "Каин" in a sentence and their turkish translations:
Kabil Habil'i öldürdü.
Kabil, Habil'e saldırdı.
Günler geçti. Bir gün Kayin toprağın ürünlerinden RAB'be sunu getirdi.
Kayin, "Cezam kaldıramayacağım kadar ağır" diye karşılık verdi.
Kayin kardeşi Habil'e, "Haydi, tarlaya gidelim" dedi. Tarlada birlikteyken Kayin kardeşine saldırıp onu öldürdü.
Daha sonra Kayin'in kardeşi Habil'i doğurdu. Habil çoban oldu, Kayin ise çiftçi.
Kayin RAB'bin huzurundan ayrıldı. Aden bahçesinin doğusunda, Nod topraklarına yerleşti.
Kayin'i ve sunusunu ise reddetti. Kayin çok öfkelendi, suratını astı.
Kayin karısıyla yattı. Karısı hamile kaldı ve Hanok'u doğurdu. Kayin o sırada bir kent kurmaktaydı. Kente oğlu Hanok'un adını verdi.
Adem karısıyla yine yattı. Havva bir oğlan doğurdu. "Tanrı Kayin'in öldürdüğü Habil'in yerine bana başka bir oğul bağışladı" diyerek çocuğa Şit adını verdi.