Examples of using "Km²" in a sentence and their turkish translations:
15 kilometrelik bu boğaz...
1000 km fark var
son yıllarda ise 60 km kadar çıktı.
günde 150 milyon km ilerleyerek üstelik
1 uzay birimi ise 150 milyon km
şu an için günümüzde 1000 km kadar fark var
yılda 15 km değişiyordu bu manyetik kutup
Geceleri 40 kilometreye kadar yol teperek yemek arar.
Şanlıurfa'nın merkezine 12 km uzaklıkta bir yerde
ama sanırım enkaz dört buçuk kilometre doğuda kalıyor.
Rüzgâr sayesinde, enkazın altı kilometre batısına savrulduk.
Yalnızca altı kilometre batıda ama bu bizim için kolay olmayacak.
Amerika'nın batı kıyısından aşağıya 5.000 kilometrelik göç yolundalar.
Şimdi yönümüzü kuzey-batı yönünde ilerletelim. Ve yine 60 km hızla gidelim.
Kaza olduğunda o, saatte 120 kilometrenin üzerinde bir hızla gidiyordu.
15 kilometre ileride, soğuk zincir güzergâhının kuzeydoğusunda.
Ama beslenecek en yakın yerlerin uzaklığı 100 kilometreyi aşabiliyor.
Anne kutup ayısı, yemek arayışı içinde 24 saatte 80 kilometreye kadar yol tepebilir.
İnsan ölçüleriyle düşünürsek, her gece 400 kilometrelik gidiş geliş demek bu.
Bir örnekle durumu inceleyelim şimdi biz şuan batı yönüne doğru 60 km hızla ilerliyoruz.
Uçağın, Hells Canyon adındaki bu acımasız çölde, dört bin kilometrelik alanda bir yere düştüğünü biliyoruz.