Examples of using "Ganho" in a sentence and their turkish translations:
- Her zaman kazanırım.
- Daima kazanırım.
Çok para kazanırım.
- Emek yoksa yemek de yok.
- Zahmet yoksa kazanç da yok.
- Emeksiz yemek olmaz!
- Emek olmadan yemek olmaz.
Asla kazanmam.
Günde 100 avro kazanırım.
Niçin hiç kazanmıyorum?
Onun içinde benim için ne var?
Ben maddi kazançla ilgilenmiyorum.
Aileme destek olmak için yeterli para kazanıyorum.
Ödülü kazanmana şaşırdım.
Tamam, sen benim için ne yapacaksın?
O, maaşımın iki katını kazanır.
Takımınızın maçı kazandığına memnun oldum.
Bu şimdiye kadar ilk kez bir ödül kazanışım.
Tom benim kazandığımın üç katı fazla kazanır.
Bu kez kazanacağım.
Tom benim iki katım kadar çok kazanır.
Şimdi de kazaklardan birini alınca, diğerininin %50 indirimli olduğunu söyleyelim. İlk seçenek...
Şaşırtıcı; ödülü kazanmalıydın.
Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız.