Translation of "Brilhar" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Brilhar" in a sentence and their turkish translations:

... a brilhar no escuro.

Karanlıkta ışıyorlar.

Era isto que estava brilhar.

Bakın, parlayan şey buydu.

Vejo ali em baixo algo a brilhar.

Aşağıda parlayan bir şey olduğu kesin.

Os olhos deles estão a brilhar de alegria.

Onların gözleri sevinçle parlıyor.

O sol e a lua tinham começado a brilhar.

Güneş ve Ay parlamaya başladılar.

Enquanto os outros apenas cintilam, estes conseguem brilhar continuamente até um minuto.

Diğer türler sadece yanıp söner. Bunlar ise bir dakikaya kadar hiç durmadan parlayabilirler.

Há algo ali em baixo, vejo mesmo algo a brilhar. O problema é que o helicóptero não consegue aterrar.

Aşağıda parlayan bir şey görüyorum. Sorun şu ki helikopter buraya inemez.