Examples of using "Alegria" in a sentence and their turkish translations:
Ben sevinçten zıpladım.
O, neşeyle dans etti.
- Allah bana mutluluk verir.
- Tanrı bana mutluluk verir.
Onlar sevinç gözyaşlarıdır.
Gözleri sevinçten parıldıyordu.
Tom sevinçten zıplıyor.
Acısız zevk yoktur.
O, neşe doluydu.
Gözleri mutluluktan parlıyordu.
Onun gözleri neşeyle parıldıyor.
Gözleri sevinçle parlıyor.
Onun gözleri sevinçle parıldıyor.
- Heberi duyduğumda zevkten dört köşe oldum.
- Haberi duyduğumda çok sevindim.
Tom'un gözleri eğlence ile parıldıyor.
Fadıl'ın bisikleti onun neşesiydi.
Çok sevindiriciydi. "İşte orada." dedik.
Onların gözleri sevinçle parlıyor.
Ve belki de bunun sayesinde tuhaf bir ahtapot sevinci yaşıyor.
Ne mutluluk ne de üzüntü sonsuza kadar sürebilir.
Onun kahkahası yaşamanın keyfinin otantik bir ifadesi.
Onu memnuniyetle yaparım.
İlk çocuğunun doğum haberini işitince, sevinçle fırladı.
Oğlunun uçak kazasından sağ kurtulduğunu duyduğunda sevinç çığlığı attı.