Examples of using "Ali" in a sentence and their turkish translations:
Orada bekle.
Benim için orada bekle.
Onlar orada yaşıyor.
Şuna bak.
Orada olacak.
O şekilde gidin.
Tom orada çalıştı.
Bakın, burada.
Hemen yukarıda.
Şu taraftan!
Orada dur.
Orada olacak.
Orada!
Bu yaşadığım yerdir.
Araban orada.
Orada pek çok kedi vardır.
O, Tom'la burada buluştu.
İşte orada.
Onu oraya koy.
Orada mıydın?
Orada park edelim.
Oraya otur.
Orada oturacağım.
O orada olacak.
Tom orada çalışıyor.
Orada güvenli.
Sen oradaydın.
"Oraya çevirin." "Nereye?"
Onlar onu sevecek.
Bakın, bir tane geliyor.
Helikopter orada.
Helikopter orada.
Ya bu taraftan gideceğiz
Orada sağa dön.
Orada karşıda bir kahvehane var.
Oradaki kadına bak.
Oraya bak.
Önceden orada bulunduk.
Kız kardeşin orada mı çalışıyor?
Orada bir şey olabilir.
Tam bitişik kapı.
- Ali erkek kardeşim.
- Ali biraderimdir.
Arabam orada.
O, oraya kendisi gitti.
Orada oturduk.
Tom orada çalışıyor.
Orada değildim.
Orada hiçbir şey görmüyorum.
Tom orada.
Ben onu görebilir miyim?
Seninki orada.
Çiçekler orada satılıyor.
Tam orada yaşıyorum.
Tom orada oturuyor.
Otel orada.
Orada başka kimse var mıydı?
Orada, aşağıda! Dana!
Bakın, ileride büyük bir açıklık var.
Bakın, ileride ışık var.
İleride bir kapı varmış gibi görünüyor.
Bakın, küçük bir köknar ağacı.
Enkaz şu tarafta.
Tatil boyunca orada kaldı.
Onunla orada tanışmış olmayı ummuştum.
Orada bir bisiklet kiralayalım.
Ben orada kız kardeşimi gördüm.
O, tesadüfen oradaydı.
- Oradaki onu görebiliyor musun?
- Şuradakini görebiliyor musun?
Tom'u orada görebilirsin.
Oradaki o nedir?
Tom orada oynuyor.
Orada onlarca öğrenci toplandı.
Bu kitap Ali'nin.
Yarı yıkılmış duvarlar orada dururdu.
O kamera bana ait.
Neden oradaydın?
Tom gerçekten orada mı?
Biz bütün gece orada kaldık.
Tom'u orada istemiyorum.
Bunu oraya koyabilir misin?
O, orada şu evde yaşıyor.
Oradaki şu kadın Ana'dır.
Burası Japonya.
Orada hiç sağlık personeli yoktur.
Orada tanıdığın kimseyi görmedin mi?
Bir tane var. Hadi. Hadi, buraya gel.
Aşağıya kadar uzun bir mesafe var. İşte orada.
Ama en azından orada olduğunu biliyorum.
Evet, aşağıda kesinlikle metal bir şey var.