Examples of using "Apenas" in a sentence and their turkish translations:
Rahatınıza bakın.
Sadece onu al.
Biz sadece şanslıyız.
Az önce bir konuşma yaptık.
Sende kalsın sadece
Sadece onu görmezden gel.
Sadece onu yap.
Sadece arkadaş mıyız?
Biz sadece çocuklarız.
Sadece gideyim.
Ben sadece dürüst davranıyorum.
Sadece vermek.
sadece bir kısmını
Tom az önce içeriye girdi.
Biz sadece öpüştük.
Sadece bir tane al.
Sadece dikkatli olun.
Sadece seni izleyeceğiz.
Sadece dinlenmeye çalış.
Onlar sadece kelimeler.
O sadece para.
Bu sadece suydu.
Şimdi sadece bunu yap.
Sadece bitiriyoruz.
Kalan sadece üç tane vardı.
Sen sadece benimle kal.
O sadece farklı hissediyor.
Ben sadece insanım.
Sadece gülme.
Sadece sakin ol.
Sadece tam orada kal.
Tüm yaptığımız öpücüktü
Sorular sorma, sadece onu yap.
Sadece kalbini izle.
Benim yalnızca birkaç dakikam var.
Sen sadece bir öğrencisin.
Sadece yapraklar ve dallar var.
Kalan sadece bir sandalye var.
Herkes sadece onlara baktı.
Daha iki nesil önce olmayan bu kasaba
geriye ise sadece bir tane küçük bir erkek çocuk kalmıştı
yazıklar olsun diyorum sadece
sadece başlangıcıydı aslında
Sadece bir kere düşünün
Birileri yapar biz sadece bakarız
Ama sadece sana bulaşsın
- Sadece kalbini izle.
- Sadece yüreğinin sesini dinle.
- Yalnızca yüreğinin sesine kulak ver.
- Sadece kalbinin sesini dinle.
Onlar adeta farklılar.
Yalnızca insanlar gülebilir.
Bu sadece bir plasebo.
O sadece bir kuş.
Biz sadece onu yapmak zorundayız.
Sadece ona bak.
Sadece onu fırlat.
Biz sadece arkadaştık.
Biz sadece şaka yapıyorduk.
Sadece yardım etmeye çalışıyorduk.
Neredeyse 2.
Sadece bilmek istiyordum.
Sadece bir gün kaldı.
- Ben sadece emirlere uyuyorum.
- Ben sadece emirleri uyguluyorum.
Ben sadece gerçekçi oluyorum.
- Sadece nazik oluyordum.
- Sadece kibar oluyordum.
Ben sadece hatırlıyordum.
Sadece nazik oluyorum.
Sadece seni duyuyorum.
Sadece şaka yapıyordum.
Bu sadece bir öneri.
Sadece bir soruya cevap ver.
Sadece bir Allah var.
Tom sadece yürümeye devam etti.
Sadece birazı kaldı.
Siz sadece çocuksunuz.
Sadece izliyorum.
Sadece kendine gel.
Sadece yürümeye başla.
Sadece üç saatimiz var.
Sadece üç günümüz var.
Sadece işi yap.
Ben sadece ona güvenmiyorum.
Sadece ondan kurtul.
Oh, tam benim şansıma!
O sadece bir şakadır.
Sadece arabada bekle.
Bu sadece aptalcaydı.
- Söyle hadi!
- Söylesene!
- Bir sözüne bakar.
- Söylemen yeterli.
O sadece birkaç dakika sürer.
Sadece eve gidebilir miyiz?
Bu sadece başka yanlış bir alarm.
Sadece birkaç giysi almam gerekiyor.
Ben sadece Fransızca çalışmaya başladım.
Daha yeni başlıyoruz sanırım.
Onlar sadece gün boyunca çalışırlar.
Sadece bunu onaramıyor musun?
O sadece sarhoş olma uğruna içer.
Orada tek yastık var.
Ama bu nektar sırf tatlı değil.
bu sadece başlangıç