Translation of "Até" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Até" in a sentence and their turkish translations:

- Até a vista!
- Até logo!
- Até a próxima!
- Até mais ver!
- Até o rever!

- Yakında görüşürüz!
- Görüşürüz.

- Tchau!
- Até mais!
- Até a vista!
- Até logo!
- Até mais ver!
- Até o rever!

- Hoşça kalın.
- Hoşça kal.
- Güle güle.
- Allah'a ısmarladık!
- Allah'a emanet ol!

- Até logo!
- Até breve!

Yakında görüşürüz!

Até já!

Görüşürüz!

Até logo

görüşmek üzere

Até logo!

Yakında görüşürüz!

Até quinta!

Perşembe günü görüşürüz!

Até amanhã!

- Yarın görüşürüz.
- Yarın seninle görüşeceğim.

Até quando?

Ne zamana kadar?

Espere até que eu conte até dez.

Ben ona kadar sayıncaya dek bekleyin.

- Espere até às seis.
- Esperem até às seis.

Altıya kadar bekleyin.

"Até quando você ficará em Pequim?" "Até domingo."

"Pekin'de ne kadar kalacaksın?" "Pazara kadar."

Até que entendi.

Ta ki anlayana kadar.

Até o maior

hatta en büyüğü

Poesia até hoje.

şimdi bile şiir besteledi .

Conte até trinta.

Otuza kadar say.

Ficarei até amanhã.

Yarına kadar kalacağım.

Conte até cem.

Yüze kadar say.

Até Tom sorriu.

Tom bile sırıttı.

Contei até duzentos.

Ben iki yüze kadar saydım.

Venha até nós.

Bize gel.

Conte até dez.

Ona kadar say.

Esperarei até outubro.

- Ekim ayına kadar geri döneceğim.
- Ekime kadar bekleyeceğim.

- Tchau!
- Até mais!

Hoşça kalın.

Até segunda-feira!

Pazartesi görüşürüz.

- Espere até eu voltar.
- Espere até que eu retorne.

Ben dönene kadar bekleyin.

- Até agora tudo bem.
- Até agora tudo correu bem.

Şimdiye kadar her şey yolunda gidiyor.

- Fique aqui até eu voltar.
- Fiquem aqui até eu voltar.
- Fica aqui até eu voltar.

Ben geri dönünceye kadar burada kal.

- Espere aqui até eu voltar.
- Esperem aqui até eu voltar.
- Espera aqui até que eu volte.

Ben dönünceye kadar burada bekle.

Defender um até o fim ou mal até o fim

birini sonuna kadar savunmak veya sonuna kadar kötülemek

Eu nunca usei o Zoom até hoje. Até dias corona

Zoom u bugüne kadar ben hiç kullanmadım. Korona günlerine kadar

- Espere até amanhã de manhã.
- Aguarde até amanhã pela manhã.

- Yarın sabaha kadar bekleyin.
- Yarın sabaha kadar bekle.

- Ficarei aqui até você voltar.
- Ficarei aqui até vocês voltarem.

Sen geri dönünceye kadar burada bekleyeceğim.

- Onde você esteve até agora?
- Onde vocês estiveram até agora?

Şimdiye kadar neredeydin?

- Até mais.
- Até logo.
- Nos vemos.
- A gente se vê.

- Görüşürüz.
- Bay bay.

- Você pode terminar até lá?
- Você consegue terminar até lá?

O zamana kadar bitirebilir misin?

- Até o Tom está ouvindo.
- Até o Tom está escutando.

Tom bile dinliyor.

- Eu trabalho até no domingo.
- Eu até aos domingos trabalho.

- Ben pazar günü bile çalışırım.
- Pazar günü bile çalışırım.

- Até agora tudo bem.
- Até agora, tudo está indo bem.

Şimdiye kadar her şey yolunda gidiyor.

- Eles não virão até amanhã.
- Elas não virão até amanhã.

Onlar yarına kadar gelmeyecekler.

- Você tem até a meia-noite.
- Vocês têm até a meia-noite.
- Tens até a meia-noite.

Gece yarısına kadar vaktin var.

Até receberes assistência médica.

tıbbi yardım alana dek

Preparar, apontar, até logo!

Hazır, yerinde, görüşürüz!

Até agora, tudo bem.

Şimdilik iyi gidiyor.

Preparar! Apontar! Até já!

Konum al! Hazır! Görüşürüz!

Pule, venha até você.

atla gel şaban

Até mesmo o Indo -

İndus bile -

Te amarei até morrer.

Ben ölünceye kadar seni seveceğim.

Fiquei acordado até tarde.

Gece geç saatlere kadar yatmadım.

Até amanhã à tarde.

Yarın öğleden sonra görüşürüz.

Até o Tom sorriu.

Tom bile gülümsedi.

Até amanhã de manhã!

Yarın sabah görüşürüz.

Ele riu até chorar.

O ağlayıncaya kadar güldü.

- Finalmente!
- Até que enfim!

Sonunda!

Até cabras têm barbas.

Keçilerin bile sakalı var.

Ontem, voei até Osaca.

Dün Osaka'ya uçtum.

Até depois de amanhã.

Öbür gün seni göreceğim.

Até mais tarde, Tom.

Sonra konuşuruz, Tom.

Temos tempo até amanhã.

Yarın sabaha kadar vaktimiz var.

Tom riu até chorar.

Tom ağlayıncaya kadar güldü.

Até o Tom riu.

Tom bile güldü.

Vou contar até três.

Üçe kadar sayacağım.

Até aqui, tudo bem.

- Şimdiye kadar iyi.
- Şimdiye kadar iyi gitti.

Até uma criança entende.

Bir çocuk bile onu anlayabilir.

Tom contou até cem.

Tom yüze kadar saydı.

Até Tom ficou perplexo.

Tom bile şaşırmıştı.

- Eu te acompanho até a estação.
- Te acompanho até a estação.

İstasyona kadar sana eşlik edeceğim.

- Espere até que a chuva pare.
- Espere até parar a chuva.

Yağmur duruncaya kadar bekle.

- Espere até eu me sentar.
- Espere até que eu me sente.

Ben oturuncaya kadar bekle.

- Não quero ir até lá.
- Eu não quero ir até lá.

Oraya gitmek istemiyorum.

- Tom esperou até que eu chegasse.
- Tom esperou até eu chegar.

Ben gelene kadar Tom bekledi.

Até 40 minutos, até um determinado usuário, use-o gratuitamente, sem publicidade

40 dakikaya kadar, belli bir kullanıcıya kadar sana demiş bedava la reklamsız kullan yahu

- Espere aqui até que eu volte.
- Espera aqui até que eu volte.

- Ben dönünceye kadar burada bekle.
- Ben geri dönünceye kadar burada bekle.

- Até agora, eu escrevi cinco canções.
- Até agora, eu escrevi cinco músicas.

Şimdiye kadar beş şarkı yazdım.

- Espere até eu terminar de comer.
- Esperem até eu terminar de comer.

- Yemek yemeği bitirene kadar bekle.
- Yemek yemeği bitirene kadar bekleyin.

- Você não pode esperar até amanhã?
- Vocês não podem esperar até amanhã?

Yarına kadar bekleyemez misin?

- Até quando ele ficará em Roma?
- Até quando ela ficará em Roma?

O, Roma'da ne kadar kalacak?

- Até quando eles ficarão em Tóquio?
- Até quando elas ficarão em Tóquio?

Onlar Tokyo'da ne kadar kalacak?

- Até quando ele ficará em Moscou?
- Até quando ela ficará em Moscou?

O, Moskova'da ne kadar kalacak?

- Vou ficar aqui até você voltar.
- Ficarei aqui até que você volte.

- Sen geri dönünceye kadar burada bekleyeceğim.
- Sen dönünceye kadar burada kalacağım.

- Eu vou esperar aqui até que ele venha.
- Vou esperar aqui até que ele venha.
- Eu vou esperar aqui até ele vir.
- Vou esperar aqui até ele vir.

O gelinceye kadar burada bekleyeceğim.

- Estarei aqui até semana que vem.
- Eu estarei aqui até semana que vem.
- Ficarei aqui até a semana que vem.
- Eu ficarei aqui até a semana que vem.

Gelecek haftaya kadar burada olacağım.

Estes juncos até são bons.

Bakın, şu hasırotları aslında gayet iyidir.

Até lá, dependem da progenitora.

O zamana dek... ...annelerine bağımlılar.

E viver até cem anos.

100 yıla kadar da yaşayabilir.

Mas supostamente até a Europa

ama neredeyse Avrupa'ya kadar bağlantı olduğu iddia ediliyor

Até sua esposa e filha

karısı ve kızı bile

Nós comemos loucos até doer

yahu çılgınca yerdik onu karnımız ağrıyıncaya kadar

Eu irei até eles também

geleceğim onlara da geleceğim

Está tudo bem até agora

buraya kadar her şey tamam

Até os animais são contados

hayvanların bile sayılıp

Até agora não há problema.

buraya kadar problem yok.

E até ficar sem energia

ve enerjisi tükeninceye kadar

Até podias estar noutro planeta.

Başka bir gezegende gibisin.

Até os animais mais pequenos.

En küçük hayvanları bile.

O bebê chorou até dormir.

Bebek uyumak için ağladı.

Ande devagar até a porta.

Yavaşça kapıya doğru yürü.

Ela correu até a porta.

O, kapıya doğru koştu.