Examples of using "Vorwand" in a sentence and their turkish translations:
O, hastalık bahanesiyle gelmedi.
O, beni görme bahanesiyle evime geldi.
Japon balıkçılık filosu bilimsel araştırma bahanesiyle yılda 1000'den fazla balina yakalar.
Mary beni görmek istemiyor, fakat onunla konuşmak için bir bahane bulmak zorundayım.