Examples of using "Mehr" in a sentence and their turkish translations:
Bizlerin daha fazla hafta sonuna, daha fazla çikolataya, daha fazla sevgiye, daha fazla ayakkabıya ve daha az pazartesilere ihtiyacı var.
Daha fazla sebze ye.
Ve hâlâ günden güne anlıyoruz ki
Bana biraz daha anlat.
Daha fazla bira iç.
Biz yakınlaşıyoruz.
yahu yok artık
Yok artık ya!
Ona biraz daha su ilave edin.
Gittikçe daha fazla kırlangıç görebiliriz.
Daha fazla istiyor.
Daha fazla meyve yiyin.
Daha fazla istedim.
Biraz daha buz ister misiniz?
Daha fazla yemelisiniz.
Ne kadar çok patlamış mısır yersen, o kadar çok istersin.
Artık onun hakkında düşünme.
Daha fazla su ilave edin.
Artık onun hakkında konuşma.
Artık buraya gelme.
Ne kadar çok sahip olursak, o kadar çok isteriz.
Onun daha fazla uyuması gerekir.
O artık içki içmiyor.
Daha fazla zamana ihtiyacın var mı?
Daha fazla yardıma ihtiyacım var.
Ne kadar çok çalışırsan o kadar çok kazanırsın.
Ne kadar çok alırsam o kadar çok isterim.
- Artık ona hiç kimse güvenmiyor.
- Daha ona kimse güvenmez.
Ne kadar çok gezersen, o kadar çok öğrenirsin.
Ne kadar çok gezersen, o kadar çok öğrenirsin.
Daha fazla yere ihtiyacımız var.
Biraz daha yemen gerekiyor.
Giderek daha çok insan doğal tedaviden umut ediyor.
Daha fazla yapmamız gerekiyor.
Daha fazla yumruk tokalaşması yok, yapmıyorum.
Gittikçe daha fazla öğrenci protestolara katılıyor.
Ne kadar çok olursa, o kadar iyi.
diyeceğim ama hala daha
bizimkinden daha fazla
hepsi ve daha fazlası
- Daha fazla parti yok.
- Bundan sonra parti yok.
Bize biraz daha anlat.
O daha fazla istiyor.
Onlar daha çok istiyor.
Tom daha fazla istiyordu.
O daha fazlasını hak ediyor.
O daha fazlasını hak ediyor.
Tom fazlasını hak ediyor.
Ondan daha fazla istiyorum.
Daha fazla bisküvi yok!
Tom daha fazla istiyor.
Tom daha fazla talep etti.
Tom'un daha fazlasına ihtiyacı vardı.
Tom'un daha fazlasına ihtiyacı var.
Daha fazlasına ihtiyacım var.
Biraz daha ister misin?
Daha fazla istiyoruz.
Başka bir söz söyleme!
Daha fazlasına ihtiyacımız var.
Biraz daha kahve, lütfen.
Fazla söze hacet yok!
Daha fazla istedim.
Daha fazla protein ye.
Daha fazla sebze yemelisin.
Artık buna ihtiyacım yok.
O artık burada yaşamıyor.
Ne kadar çok öğrenirsen, o kadar çok öğrenmek istersin.
Biraz daha çabayla.
Ne kadar çok konuştuysa, o kadar çok sıkıldım.
Artık oraya kimse gitmiyor.
- Söylemene bile değmez.
- Ne önemi var!
- Dert etme!
- Rica ederim ne demek!
- Hiç lafını bile etme!
- Artık dert etme!
- Artık endişelenme!
- Artık düşünme!
Daha çok egzersiz yapmalısın.
Ne kadar çok şeyim varsa o kadar çok şey temizlemek zorunda kalacağım.
Ne kadar çok öğrenirsek o kadar çok unuturuz.
Ne kadar çok okursan o kadar çok bilirsin.
Bana bundan biraz daha bahset.
- Daha ne istiyorsun?
- Daha ne istersin ki?
Daha fazla lif yemen gerekir.
Daha fazla meyve yemelisiniz.
Artık genç değilsin.
Artık acı çekmiyor musun?
Artık sana ihtiyacım yok.
Biraz daha patates püresi alır mısınız?
Artık burada çalışmıyorsun.
- Biraz daha pratiğe ihtiyacın var.
- Biraz daha pratiğe ihtiyacınız var.
Artık senden nefret etmiyorum.
Biraz daha kurabiye ister misin?
Hâlâ buna inanmıyor musun?
Artık sana ihtiyacımız yok.
Artık sana güvenmiyorum.
Kendine daha çok güvenin olmalı.
Artık onu istemiyorum.
Daha fazla dil bilgisi çalışmalısın.
- Beni tekrar arama.
- Beni bir daha arama.
Daha çok çabala.