Translation of "Ramené" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Ramené" in a sentence and their turkish translations:

Je l'ai ramené.

Onu geri getirdim.

J'ai ramené cela d'Australie.

Onu Avustralya'dan geri getirdim.

- L'as-tu ramené à ton appartement ?
- L'avez-vous ramené à votre appartement ?

Onu dairene geri götürdün mü?

Je t'ai ramené un cadeau.

Sana bir hediye aldım.

Il a ramené des souvenirs.

Birkaç turistik eşyayı geri getirdi.

Il m'a ramené dans sa voiture.

O, arabasında beni geri getirdi.

Mais ramené à au moins 100 kilomètres

fakat en az 100 kilometre uzaklıktan getiriliyor

La musique m'a ramené à mon enfance.

Müzik beni çocukluğuma götürdü.

Je t'ai ramené un petit quelque chose.

Sana küçük bir şey getirdim.

Il a ramené les livres dont j'avais besoin.

- İhtiyacım olan kitabı getirdim.
- O ihtiyacım olan kitapları getirdi.

On a ramené le chaton à la maison, et on l'a appelé Tucker -

Annemle birlikte bu yavruyu eve götürdük, ona Tucker adını verdik

Alors elle a ramené à la maison cette boule d'amour de 45 kilos.

Sonra bu 50 kiloluk pofidik sevgi yumağını eve götürmüş

Il n'a toujours pas ramené le livre qu'il avait emprunté à la bibliothèque.

O ödünç aldığı kitabı hâlâ kütüphaneye iade etmedi.

Et seulement sauvé d'une mort certaine par ses hommes, qui l'ont ramené à sécurité.

ve sadece onu geri götüren adamları tarafından kesin bir ölümden kurtarıldı. Emniyet.

- La musique m'a ramené à mon enfance.
- La musique m'a ramenée à mon enfance.

Müzik beni çocukluğuma geri götürdü.

- Merci d'être passée me prendre.
- Merci de m'avoir ramené.
- Merci d'être venu me chercher.

Beni aldığın için teşekkür ederim.