Examples of using "Cela" in a sentence and their turkish translations:
Onu asla unutma.
Onu biliyor muydunuz?
Kişisel görünüyordu.
Onu ister misin?
Bunu seviyorum.
değişiyor
Şuna bakın.
Bunun anlamı şu
Onun hakkında endişeliyim.
Ben bunu kullanıyorum.
Bunu yasaklıyorum.
O çalışacak.
Onu onurlandırıyorum.
Bu iyileşecek.
Onu değiştirelim.
Bunu dinleyin.
Bu gerçekleşti.
Bunu görmezden gelelim.
Onu yapmak riskli olurdu.
Onlar onu sevecekler.
O pek mümkün görünmüyor.
Bu uyar mı?
- Onu tekrar söyler misin?
- Tekrar eder misin?
- Tekrar söyler misin?
- Tekrar edebilir misin?
- Tekrar söyleyebilir misin?
O sizi rencide ediyor mu?
Sana bunu anlatmış mıydım?
Bu olamaz!
nasıl bunu benim karşıma çıkarıyor diye
Onlar bunu niçin yapıyorlar?
Umarım o bunu görür.
Neden onu soruyorsun?
- Onu istiyorsun, değil mi?
- Onu istiyorsunuz, değil mi?
Bu beni mutlu edecek.
Bunun hakkında mutlu musun?
- Ona ne dersiniz?
- Buna ne demeli?
O bunu niçin yapıyor?
O seni tatmin ediyor mu?
Bunu senin için ayarlayacağım.
Bu zor olmalı.
Bu olur.
Oldukça muhtemel görünmüyor.
Onu tekrar söyler misin?
Sadece bunu unutma.
Onu alacak mısın?
Bu beni üzdü.
O seni mutlu eder miydi?
Onu yapmanın bir anlamı yok.
Onun hesabını nasıl verirsin?
Bunu hissediyor musunuz?
Nedenini anlamak için
Tanıdık geliyor.
Bunu nasıl yapabilirsiniz?
- Buna gerçekten değer veriyorum.
- Onu gerçekten takdir ediyorum.
Onu kim biliyor?
- Bu ne anlama geliyor?
- Onun anlamı nedir?
O korkutucu görünüyor.
Kokuyu alıyor musun?
Harika zamanlama!
Bunu isterdim.
Onu kullanacaktım.
Onu gördüm.
Ben bunu çok fazla istiyorum.
O, işe yaradı.
- Şaşırtıcı görünüyor.
- İnanılmaz görünüyor.
O yeterli olmalı.
Onu duyuyor musun?
Ben ona tamamen kayıtsız değilim.
- Çok işime yaradı.
- Bu çok yardımcı olur.
Bu konuda ısrar ediyorum.
- Tom onu istedi.
- Tom onu istiyordu.
Bunların hepsi biçimsiz oluyor.
Bu karmaşık oluyor.
O bize ait.
Onu birlikte yapalım.
O temiz görünüyor.
O imha edilmişti.
Bu ara sıra olur.
Bu sıkıcı olmaya başlıyor.
Çok önem taşıyor.
Bu sık sık olur.
Ben onu unutmuşum.
Konu işte tam da bu.
Tom ona inanıyor.
Onu biliyorduk.
Buna sahibiz.
Onu fark ettim.
O işe yarayabilir.
O iyi görünüyor.
Kim ona sahip?
O değişmek zorunda.
Onu bize bırak.