Examples of using "Ton" in a sentence and their turkish translations:
İşte senin çantan.
İşte senin çantan.
Ben senin ses tonunu sevmiyorum.
O senin seçimin.
Sütünün hepsini bitir.
Kitabını kapat.
Öğle yemeğini erkek kardeşinle paylaş.
Senin küstah sesini beğenmiyorum!
Kedin hayatta kalacak.
Dostunun düşmanı, senin dostundur.
Bu senin fikrindi.
Şapkanı çıkar.
Baban nerede?
Adını nasıl hecelersin?
Senin çocuksu kahkahanı duyuyorum.
Zamanını ve paranı ziyan etme.
Senin adını biliyorum.
Öğretmenin kimdir?
Senin fikrin nedir?
Şimdi akşam yemeğini yiyin.
Ben senin vaftiz adını biliyorum.
Köpeğin nerede?
Vaktin bitti.
Yüzünüzü temiz silin.
Hikayene devam et.
Burnunuz akıyor.
O, senin oğlun.
Ya baban nasıl?
- İşte senin çantan.
- İşte çantan.
Üslubun hoşuma gitti.
Makaleni beğeniyorum.
Bahçeni severim.
Bu senin kaderin.
Atkını beğeniyorum.
Bu senin kaderin.
- Sözlerine dikkat et.
- Ağzını topla.
- Lafına dikkat et.
Adını severim.
Komşunu sev.
Senin ülkeni seviyorum.
Silahını yere at.
Kalbini aç.
Sütünü içmeyi bitir.
İçgüdünle git.
Sıska nedir?
Fransızcan düzeliyor.
Şapkanı giy.
- Hamle sırası sende.
- Senin hamlen.
Yardımını bekliyorum.
- Planını bilmiyordum.
- Planından haberim yoktu.
Senin linkin çalışmıyor.
Sütünü iç.
Gülüşünü seviyorum.
Ceketini tekrar üstüne giy.
Cüzdanını ortadan kaldır.
Sırtınızı dik tutun.
Yemek yemeyi bitir!
- Ruhunuz bana ait.
- Canınız bana ait.
Senin arkadaşlığın önemli.
Kedini seviyorum.
Şapkanı çıkar.
O senin kararın.
Yeteneğine hayranım.
Çalışmanı bitir.
Babanı ara.
Şapkanı kontrol et.
Onu soğut.
İşinizi yapın.
Ceketini al.
Kitabını oku.
O senin fikrin.
Kalbini dinle.
Tercihinizi yapın.
Bu senin köpeğin.
Ben yardımınıza minnettarım.
Bu senin kitabın.
Ceketini giy.
İşte kitabın.
Burnun akıyor!
O senin seçimin.
İşte köpeğin!
Komedinin içine ettiğin yeter!
Başarınız sıkı çalışmanızın sonucudur.
Okulun nerede?
Şapkanı ve paltonu holde bırak.