Examples of using "Pus" in a sentence and their turkish translations:
Onu ikna edemedim.
Onların hepsine cevap verebildim.
Ben onun evini bulamadım.
Uzakta bir kule fark edebildim.
Daha fazla dayanamadım.
Giremedim, çünkü kapı kapalıydı.
Onu bulamadım.
Bunu bir sır olarak saklayabilirim.
Treni yakalamak için koşabildiğim kadar hızlı koştum.
Haberi duyduğumda hayal kırıklığına uğramaktan kendimi alamadım.
Ben onun evini bulamadım.
Ne kadar zorladıysam da şarkının ismini hatırlayamadım.
Hiç kimseyi bulamadım.
Yapabileceğim her şeyi yaptım.
Her şeyi duyabiliyordum.
O şarkının başlığını hatırlayamadım.
O hikayeyi duyduğumda gülmekten kendimi alamadım.
Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve çakıma başvurdum.
Çocuklar o kadar gürültü yapıyordu ki çalışamadım.
Onun ne dediğini anlayamadım.
O şarkının başlığını hatırlayamadım.
Tutsak edilmek üzere olduğumu düşündüğümde koşabildiğim kadar hızlı koştum.