Examples of using "Tenir" in a sentence and their turkish translations:
Sözünü tutmak zorundasın.
Sözüne sadık kalmalısın.
Tarih koyar mısın?
Sözlerini tutmalısın.
Ben katlanamadım.
Elini tutmak istiyorum.
Sözünü tutmalısın.
Seni tutmak istiyorum.
Gitmeni ne sağlıyor?
Bu şey beni taşısa iyi olur.
Muhasebecilik yapabilir misin?
Onlar bilgili kalmaktan hoşlanır.
Sözlerini tutmalısın.
Tutulacak bir sözüm vardı.
Bu köşeyi tutar mısınız lütfen?
Beni sorumlu tutamazsın.
Amuda kalkabilir misin?
Bu çocuk, bebeği tutmak istedi.
Torununuzu veya çocuğunuzu elinden tutup
Ayaklarımın üzerinde güçlükle durabiliyordum.
Uyacak bir programımız var.
Bir günlük tutardım.
Bir insan her zaman sözünü tutmalı.
Bu düğüm tutmaz.
Her zaman sözünü tutmalısın.
Bir günlük tutmak iyi bir alışkanlıktır.
O ona sözünü tutmasını tavsiye etti.
Kayıp için ona pes etmemelisin.
Elini tutmayacağım.
Verdiğin sözleri tutmalısın.
Arabana kaç kişi sığabilir?
sakin ve kontrollü kalmalıyım.
Kendilerini dik tutamıyorlar.
O, bir günlük tutmaya karar verdi.
O, çocuklarıyla baş edemiyor.
Onun gençliğini göz önünde tutmalıyız.
Toplum içinde nasıl davranacağını bilir.
O, oturmaya alışkındır.
Sadece onun elini tutmak istiyorum.
Gerçekten elini tutmak istiyorum.
Kırk kişi buraya sığamaz.
Bu program sizin bilgili kalmanızı sağlar.
Tom konuşmalar yapmaya alışkındır.
- O sık sık sözünü tutmakta başarısın olur.
- O sık sık sözünü tutamaz.
Tutacak zor bir programın var.
Tom'un orada durduğunu gördüm.
Programa bağlı kalmalıyım.
Onun senin elini tuttuğunu gördüm.
O sözü tutabileceğimi sanmıyorum.
Biz planımıza sadık kalmalıyız.
Bu makineyi temiz ve yağlı tutmalısınız.
Biz sadece burada ayakta duramayız.
Daha fazla dayanamadım.
Sadece el ele tutuşuyorduk.
Tom valizimi taşımak için yeterince nazikti.
Başımın üstünde durmaya çalıştım.
Sanırım orijinal plana sadık kalmalıyız.
Atın üzerinde dik duramadım,
Sözünü tutması konusunda ona güvenebilirsin.
Kötü şirketten uzak durmalısın.
Yaşlandığını dikkate almamız gerekir.
Lütfen bunu bir sır olarak sakla.
Sözünü tutmanın önemli olduğunu düşünüyorum.
Ben sadece uzak duramadım.
Erkeklerin mutfak dışında tutulmaları gerekir.
Bunu benim için tutar mısınız lütfen?
Bu yıl bir günlük tutmaya karar verdim.
Bunu bir saniye tutar mısın?
Bizim üç ay yetecek kadar yeterli malzememiz var.
Bir bebek geyik doğar doğmaz ayakta durabilir.
Diyetime sadık kalmama yardım ettiğin için teşekkür ederim.
Orada olsaydı, hareketlerine dikkat etmeni söylerdi.
Mademki bir söz verdin, onu tutmalısın.
Kendi ayakların üzerinde duracak kadar yetişkinsin.
Beni haberdar edin.
Öğretmen Mary'ye konuşmamasını söyledi.
- Onun için sözünü tutmak kolay değildi.
- Onun sözünü tutması kolay değildi.
Meşgul olsan bile, verdiğin sözleri tutmalısın.
Tom'tan uzak durmanızı öneririm.
Buzun üstünde denge kurmak zordur.
Kırmızı bir günlük aldım.
Beladan uzak durmama yardım ettiğin için teşekkür ederim.
Ben her gün günlük tutmayı zor buldum.
Hemşire hastaya refakat etmek için bütün gece baş ucunda kaldı.
Sanırım eğitim planına bağlı kalmalısın.
Sana kızımdan uzak durmanı söyledim.
Siz koltuğunuzu bulana kadar sizin için tutayım
Benimle oy pusulasını tutmakta ısrar etti.
veya buna benzer tören yapmak haramdır
ve bugün burada sizlerle konuşuyor olmak--
Bebek ayakta durabilir ama yürüyemez.
Ağzını kesinlikle kapalı tutamaz, bir saniye bile.
Tutamayacağın sözleri verme.
Keşke diyette kalmaya devam etmek için irade gücüm olsa.
Bu çantaları bu öğleden sonra dörde kadar tutar mısın?
Onun çok genç olduğu gerçeğini göz önüne almalısın.
Kalp kapakçığının 30 yıl idare etmesi bekleniyor ama kim bilir ki?