Examples of using "Positive" in a sentence and their turkish translations:
Pozitif kalın.
Cevap olumlu mu?
Olumlu biçimde düşünmeyi öğrenin.
yatırım yapmaları için onlara fırsat veriyorum.
çünkü pozitif bilgi, iyi hissettirir
Performans sonrasında performans öncesine göre
bu ailemin beni her zaman iyimserlikle büyütmesi
Soruma olumlu bir cevap verdi.
insanların sürdürebilmek adına ciddi çaba gösterdiği
Ve aslında, pozitif ayrımcılığa karşı bir alınganlık hissetmeye başladım
Parslarla ilgili tek bir olumlu şehir efsanesi aklıma gelmiyor.
ve sosyal medyasız bir yaşam çok pozitif olabiliyormuş.
Ve son olarak da sohbeti olumlu bir şekilde sonlandırın
prefrontal kortekste çok şey olur.
Ve burada geleceğin getireceklerinin ışığını şimdiden görüyorsun.
Son 14 gün içinde COVID-19 testi pozitif çıkan birileriyle yakın temasa girdiniz mi?