Examples of using "Manière" in a sentence and their turkish translations:
- Hangi şekilde?
- Hangi yolla?
Ben konuşma şeklini seviyorum.
bazen çok yoğun bir şekilde.
Aynı şekilde mi?
Çok kaba bir tutumu var.
Onun konuşma şekli beni rencide etti.
O yanlış cevap verdi.
O kendini garip bir şekilde ifade eder.
önemli ölçüde yavaşladığını bir ekonomiye de sahip olmak, ...
Bir yol var.
Bu sadece konuşma tarzı.
Bir şekilde bundan şüpheliyim.
Doğal olarak tepki gösterdim.
O teşvik edici bir şekilde başını salladı.
- Nasıl başlanacağını bilmiyorum.
- Nasıl başlayacağımı bilmiyorum.
Doğal davranmaya çalıştım.
Şarkı söyleme şeklini seviyorum.
Düşünme tarzın hoşuma gidiyor.
- Aşırı tepki veriyorsun.
- Aşırı tepki gösteriyorsun.
Kendi tarzınızla işinizi yapın.
Tom bunu farklı bir şekilde görür.
Bunu esprili bir dilde söyledim.
Şu taraftan!
O şık giyinmişti.
O esrarengiz bir şekilde davranıyor.
Olumlu biçimde düşünmeyi öğrenin.
Ölmek için en iyi yol bu.
Teknoloji sürekli bir şekilde ilerliyor.
Sana agresif bir biçimde bakıyordu.
Dan oldukça sinirli bir şekilde konuşuyor.
O, onu kendi tarzıyla yaptı.
- Bu tartışmasız en iyisi.
- Bu açık ara en iyisi.
O kendini oldukça tumturaklı bir şekilde ifade eder.
- Hiçbir şekilde.
- Yolu yok.
Bu program, iki haftada bir yayınlanır.
Asla o şekilde kaçmayacaksın.
Seni seviyorum ama o şekilde değil.
Bunu çok kişisel almayın.
Onun hakkında o şekilde hiç düşünmedim.
- Daha okunaklı yazmaya çalışman lazım.
- Daha okunaklı yazmaya çalışmalısın.
Sana hitap etmem gereken özel bir tarz var mı?
Bronş ağacından dallanan,
daha adil yaklaşma imkanınız olduğunu söylemek istiyorum.
Ne yazık ki tıpkı tehlikeli bir uyku ilacı gibi,
bunu kolay, hızlı ve daha az caydırıcı bir şekilde yapıyor.
Bu yolla, kültürel kimlik
Sanırım bu en iyi yoldur.
İngilizce öğrenmenin en iyi yolu nedir?
Onun kişisel bir konuşma tarzı vardı.
Onun şarkı söyleme tarzını gerçekten çok beğendim.
Hava durumu bilimsel olarak tahmin ediliyor.
Dünya nüfusu devamlı artıyor.
O tek yoldu.
Artık hiç kimse o şekilde düşünmüyor.
Bu kesinlikle en iyi yol.
İngilizceyi çok akıcı konuşur.
Onun gülüş tarzını seviyorum.
Açıkça konuşmak gerekirse, senin düşünce biçimin demode.
Az çok gerçekten yabancı hissediyorum.
Hangi yolla, anlamıyorum.
O, oldukça aptalca davrandı.
Fiyatlar sürekli artmaktadır.
- Çocuklarımın hepsini eşit derecede seviyorum.
- Tüm çocuklarımı eşit olarak seviyorum.
Onun mantığı herhangi bir şekilde savunulamaz.
Tom bugün tuhaf davranıyor.
Bilgisayarım tuhaf bir biçimde davranıyor.
Ben cesaret verecek şekilde başımı salladım.
O düzgün düşünmüyor.
Böyle yüksek ve güçlü şekilde konuşma.
O, konuşma şeklimi sevmiyor.
- Başka bir yolu yok mu?
- Başka yolu yok mu?
Sami onu yanlış şekilde yapıyor.
Bunu hangi şekilde yapmak mümkün?
Konuşma tarzını seviyorum.
Bunu doğru şekilde yapmak zorundayız.
Ben sizin hakkınızda o şekilde düşünmüyorum.
Arkadaş olmak iyi bir yoldur.
Onun davranma tarzına katlanabiliyor musun?
Günlük hayatımızda bilgiyi ve fikirleri nasıl işlediğimize
Erkekliği çok dar bir çerçevede tanımlıyoruz.
Bu, biz antrenörlerin sporcu öğrencilerle etkileşimini
Aşağılardaki durgun hava şartlarında iyi bir çoğalma yolu.
Sindirilmiş bir şekilde hayatlarına devam etmeye çalışıyor
emin bir şekil de konuşmak ta yarala dı
Bir şekilde karakterini tam anlamıyla ifade ediyor gibiydiler
Akıllı bir adam bu şekilde hareket etmezdi.
Her yol bana uyar.
Niçin onun konuşma şeklinden hoşlanmıyorsun?
Bu kelimenin nasıl telaffuz edildiğini biliyor musunuz?
Otobüse yetişebilmek için acele edelim.
O tutumlu bir şekilde yaşıyor.
Onun notları önemli ölçüde arttı.
Benim notlarım önemli ölçüde arttı.
Araba yasa dışı park edilmez.
Aşırı tepki göstermek istemiyorum.