Examples of using "Positif" in a sentence and their turkish translations:
Sen olumlusun.
Olumlu düşün.
Tom olumlu.
Hâlâ olumluyum.
sürekli bir biçimde pozitif olmalısınız.
Sosyal düzenle alakalı iyi olan şey,
Pozitif kalın.
huzurlu pozitif bir zihin durumu için.
O, bunun olumlu bir gelişme olduğunu düşünüyor.
Kendime pozitif kalmamı söyledim.
parlak neon bir poster var.
iyi olacağını iddia eden bir uzman vardı.
ve özellikle de bir pozitif potansiyeli: Kadının seçimini.
İyi şeyler avlamak konusunda orduyla konuştular.
Pozitif eylemler pozitif beyin işlevi yaratır mı?
Kendinizi adayacak ve kendinizden emin bir şekilde sürekli ileri gideceksiniz.
Benim kan grubum A pozitif.
Biri iyi bir şey sunabilir mi?
İkincisi de, sürekli ilerlemeye devam etmek. Canınız istemese bile emin bir şekilde ileriye gitmelisiniz.