Examples of using "Permettent" in a sentence and their turkish translations:
Çünkü veri, bir şey öğrenmenizi sağlar
bu olasılıkları test etmemize olanak sağlıyorlar
ve bu ideolojiler çok benzerdir.
her türlü toplum hizmeti veren servisler bulunmakta.
Kış boyunca, stokladıkları balla beslenebilirler.
Fakat doğru koşullar altında o anıyı düzenleyebiliriz.
...yeni teknolojiler... ...nadiren görülen yaratıkları ve gizli dramları...
Onlar diskoya gitmemize izin vermezler.
...şehir ışıkları sayesinde 24 saat iş başında olabiliyorlar.
Tom her zaman öğretmenler kendisine izin verdiği sürece geç saatlere kadar okulda kalır.
Şimdiki mikroskoplar, maddenin moleküler yapısını ince detaylarla gözlemlememize olanak sağlar.
Derisinin zarları sayesinde onu güvende tutabiliyor... ...ağaçların tepesinde.
Perspektif ve derinlikteki ilerleme artık daha gerçekçi resimlerin çizilmesini sağlıyordu
Solucan delikleri uzay gemilerinin galaksi boyunca seyahat etmesine izin verir.
Akıllı telefonunuzun gizlilik ayarları bu uygulamanın konumunuzu takip etmesine izin veriyor.
Almaya gücüm yeter yetmez yeni bir araba almayı planlıyorum.