Examples of using "Laissent" in a sentence and their turkish translations:
Onların konuşmana izin verip vermeyeceklerine bakalım.
Ebeveynlerim oraya gitmeme izin verdi.
Bisikletlerini hep kirli bırakıyorlardı.
Onlar bana çevirmek için bir şey bırakmadı.
ulaşımda ise kimyasal izler bırakıyorlar
Onun başvuru yapmasına izin vermelerini talep ediyorsun."
ve konuklar arasındaki etkileşimin nasıl işleyeceğini şansa bırakır.
arkadan gelenler de yalnız, kimyasal izler bırakıyorlar
Onun beyaz ayakkabıları koyu kırmızı izler bırakıyor.
Erkekler genelde bütün eşyalarını yere atarlar.
Ebeveynlerinin tek başına buraya gelmene izin verdiklerine inanamıyorum.
İnsanlar artık erkeklerin saçlarını uzatmalarına acayip olarak bakmıyorlar.
Pek çok insan amaçsızca hayatın içinde sürükleniyor.
Bazı insanlar kendi kendine iyileşmek zorundadır. Kimseye yardıma ihtiyaçları olduğunu söylemez ve belli etmezler.