Examples of using "Traces" in a sentence and their turkish translations:
hayvan izlerini mi izleyeceğiz?
Tom iz bırakmadan ortadan kayboldu.
Bakın, Dana'nın izleri burada bitiyor.
Ben geyiğin izlerini izledim.
arkada en ufak iz bırakmıyor.
Atalarının izlerini takip ediyorlar.
burada biraz izler karışmış sanki
Berthier, babasının izinden
Tom, Mary'nin ayağına bastı.
Biz geyiklerin izini takip ettik.
Herkes ayak izleri bırakmak istiyor.
Bakın, oradaki hayvan izlerini görebilirsiniz.
ulaşımda ise kimyasal izler bırakıyorlar
Suçlu ayak izleri bıraktı.
Suçlu, izlerini örtmeye çalıştı.
Ayak izleri nehre kadar devam ediyordu.
Baksanıza, diş izleri var! Gördünüz mü?
Mağaranın derinliklerindeki kurt izlerini mi takip edelim?
Bu deodorant, gömleğimin üzerinde beyaz lekeler bırakıyor.
Karda taze izler var.
arkadan gelenler de yalnız, kimyasal izler bırakıyorlar
Onun beyaz ayakkabıları koyu kırmızı izler bırakıyor.
Tom babasının izinden gitmek istemedi.
Bu yeni bellek izlerini etkin bir şekilde ortaya koyamayız.
Demek izleri takip edip suyumuzu tazelememiz gerektiğini düşünüyorsunuz?
Polis köpeği onun çantasındaki kokainin izini buldu.
Tom babası gibi bir marangoz olmak istedi.
Tom babasının ayak izlerini takip etti ve bir avukat oldu.
"Tamam, bunlar öldürdüğü hayvanlar." Öldürdüğü hayvanlara, küçük izlere ve kumdaki kazılara baktım.
Ürün eser miktarda fındık ve gluten içerebilir.
Muhtemelen fosilleşmiş parçalar jura dönemi hayvanlarına aittir.
Dan'ın arabasının içinde kan izleri vardı.
arkadan gelen karıncalar bu kimyasal izleri takip ederek ilerliyorlar
Polislerin kapı tokmağında buldukları tek parmak izleri Tom'unkilerdi.
Bu hayvan, bulunması imkânsız olmayı öğrenmek için milyonlarca yılını harcadı. Ahtapot izlerinin görünüşünü öğrenmem gerekiyordu.