Examples of using "Avancé" in a sentence and their turkish translations:
Yavaş yavaş ilerliyorlardı.
Onların cihazı son derece gelişmiş.
çok fazla değişmedi.
Olgun bir yaşa kadar yaşadı.
Askerler şehre doğru ilerledi.
fakat biz seni ileri düzeye yerleştireceğiz."
- Tom ayağa kalktı ve pencereye doğru yürüdü.
- Tom ayağa kalktı ve pencereye gitti.
Yönetici ona iki haftalık ücreti avans verdi.
Mümkün bir aday olarak Paul'ün adını önerdim.
Müdür, toplantıda bir öneri ileri sürdü.
Tom öne geldi.
Onlar ileriye doğru süründü.
Bir ay geçti ve iş biraz ilerleme kaydetti.
Apollo programı uzay hakkındaki bilgimizi büyük ölçüde ilerletti.
Şifreleme teknolojisi onun oldukça güvenilir olduğu noktaya göre gelişti.
Garip bir adam bana geldi ve para istedi.
Zamanın herkes için farklı olduğu fikrini ortaya koydu
Tom çok yaşlı bir yaşta öldü.