Examples of using "Extrêmement" in a sentence and their turkish translations:
O son derece eğlenceliydi.
Son derece utanç vericiydi.
Bu son derece haksızlık.
Bu son derece garip.
Bu son derece tehlikeli.
Son derece yüksekti.
O son derece stresliydi.
Bu çok çok önemli.
Bu son derece hayal kırıklığına uğratıcı.
Bu son derece endişe verici.
Tom son derece mahrem.
Bu son derece zordur.
Bu son derece tuhaftı.
Çok acı vericiydi.
Tom son derece mutlu görünüyor.
Tom son derece dar görüşlüdür.
Biz son derece şanslıydık.
Çevre son derece acımasızdı,
Ben son derece şişmanım.
O son derece çekici.
Ben son derece mutluyum.
O son derece mutlu.
O son derece mutlu.
- Mary son derece çekici.
- Mary fazlasıyla çekici.
- Mary aşırı derecede çekici.
Tom son derece ihtiyatlı.
- Tom çok kabaydı.
- Tom son derece kabaydı.
O, son derece yakışıklıdır.
O son derece ihtiyatlı.
O şaşırtıcı bir şekilde güzeldi.
O son derece romantik.
Her şey son derece basit.
Bu son derece hassas olacaktı.
Tom son derece sabırlı.
Tom son derece iyi iletişim kurar.
Hava son derece soğuktu.
Hooker son derece memnundu.
Bu konuda son derece mutsuzum.
O bir hataya karşı kibardır.
Bu son derece acı verici olmalı.
Hava aşırı sıcak.
Oda son derece küçük.
O yemek pişirmeyi aşırı derecede sever.
Bu çok uzun bir toplantıydı.
Tom son derece tehlikeli olabilir.
O başlık son derece yanıltıcıydı.
Bu oldukça ciddi bir şey.
Bunu yapmak son derece tehlikeli olurdu.
Her ikisi de son derece zengindi.
Onların cihazı son derece gelişmiş.
Yaz ayları çok çok sıcak olabilir.
ama hislere çok fazla tepki veriyor.
yine yoğun dozda eleştiri olan bir filmdi aslında
O, soğuğa aşırı duyarlıdır.
Dan oldukça sinirli bir şekilde konuşuyor.
Ben son derece mütevazı bir insanım.
Bu son derece acımasız bir savaştı.
Onun hakkında son derece endişeliyiz.
Ödev yapmak oldukça sıkıcı.
Fransa'da sanatçlara hayli saygı gösterilir.
Japonya oldukça gürültülü bir ülkedir.
Yarın için son derece sıkı bir programım var.
Tavşanlar son derece sosyal hayvanlardır.
Tom şimdi son derece meşgul.
Çeviri orijinale son derece sadıktır.
tedavisi aşırı zor şeyler.
erektil fonksiyonu koruyabilen inanılmaz hassas bir disseksiyon.
Virüs ve bakteriler gerçekten çok küçük,
O oldukça karamsar ve hiçbir özlemi yok.
Ben son derece şişmanım.
Günlük olarak egzersiz yapmak son derece önemlidir.
O son derce sabırlı.
Her iki tarafta kayıplar oldukça yüksek.
sonrasında travmadaki gibi aşırı strese çıkardıkça
son zamanlarda bu Zoom meselesi aşırı şekilde can sıktı
Hava son derece sıcaktı, bu yüzden ceketimi çıkardım.
Hizmet kalitesinden son derece hayal kırıklığına uğradım.
Bilgisayarlar son derece karmaşık işleri yapabilirler.
Tom Mary'ye onun yardımı için son derece minnettar.
Aralık ayında Bali'de hava son derece sıcak ve nemlidir.
Ben Katolik oldum çünkü son derece kötümserim.
Onun insanlara sıcak davranışı onu oldukça popüler yapmıştı.
Marie aşırı derecede kızardı, başını indirdi ve hiç karşılık vermedi.
Thame'deki okul ile Birleşik Devletler'deki okullar birbirinden çok farklı.
Onun son derece güzel olduğunu düşündüm.
Sinir uçları ve kan damarlarıyla dolu olduğundan son derece hassastır.
O çok iyi piyano çalar.
Tehlikenin gayet farkındayım.
Bay Ross'un bize öğrettiği diğer şey, oy vermenin aşırı derecede önemli olması.
Onun çizdiği şey son derece detaylandırılmış ve belirgin, her zaman küçük detaylara ayrılamaz.
Bazı Almanca kelimelerin telaffuz edilmesi İngilizce konuşan biri için son derece zordur. Örnek olarak: "Streichholzschächtelchen".
son derece fakir bir ülkeydi. Ve hayır, burada görece fakirlikten bahsetmiyoruz.
gelişmiş bir cephaneye sahip, kâbus gibi bir yaratıktır. Hızlı, agresif ve son derece zehirlidir
patron olan Napolyon'a olan bağlılığını sorguladığında , Berthier, "Unutma ki bir gün Bonaparte'a ikinci olmanın iyi bir şey olacağını unutma."
Dış görünüşte bir sümsük gibi görünüyor. Fakat özünde onu zorlu bir delege yapan sağlam bir iradesi var.