Examples of using "Lentement" in a sentence and their turkish translations:
Yavaş yavaş öl!
Yavaş yavaş çalış.
Yavaş konuş!
Yavaş yavaş yürüyün.
Yavaş yürü!
yavaş konuşmak.
Yavaş yavaş sür.
Yavaş ye.
Ben yavaş öğrenen biriyim.
Yavaş konuş.
- Yavaş!
- Yavaşça!
- Yavaş yavaş ve net bir şekilde konuşun.
- Yavaş ve tane tane konuş.
Daha yavaş gitmeye çalış.
Onu yavaşça yaptı.
çok ama çok yavaş bir şekilde.
Yavaşça hayatını kaybediyor
Tom yavaşça yürür.
- O, yavaşça yürüyor.
- Ağır yürür.
- Yavaş yürür.
Tom yavaş yavaş okur.
- Tom arabayı yavaş sürer.
- Tom yavaş araba sürer.
Tom yavaş yavaş konuşur.
Tom yavaş çeviri yapar.
Tom yavaş yazar.
O yavaşça yetişiyor.
- Yavaşça acele et.
- Yavaş yavaş acele et.
Lütfen yavaş konuşun.
Daha yavaş ye!
Tom yavaşça geriye çekildi.
O yavaşça çalışır.
Yavaş hareket etmem gerekiyor.
Salyangozlar yavaş hareket eder.
Yavaş konuşun, lütfen.
Rahatlamak için, yavaş yavaş nefes alın.
Ve aynı zamanda yavaşça uzaklaşıyor.
Kalp yavaş atıyor.
Kapı yavaşça açıldı.
Yavaşça ayağa kalktı.
Annem yavaş yavaş konuşur.
O çok yavaş yürüyor.
Yemekleri yavaş yiyin.
Onun kalbi yavaş atıyordu.
Yavaş yavaş ilerliyorlardı.
Fikirler yavaş yavaş gelir.
Yavaş yavaş yürüyün.
O, caddeden aşağıya yavaşça yürüyordu.
O, yavaşça benden uzaklaştı.
Yavaşça adını tekrarladı.
Lütfen daha yavaş konuş.
- Lütfen daha yavaş konuşun.
- Lütfen daha yavaş konuşun!
Lütfen daha yavaş konuşun.
ve yavaş şoförler hakkında da
ve çok yavaş bir şekilde ilerliyor
teknik bilgilerimize yavaş yavaş giriyorum
Yani yavaşça uzaklaşan bir kaya gibi.
O, yavaşça benden uzaklaştı.
Yavaşça gözlerini kapadı.
O, günlüğünü yavaşça kapattı.
- Büyükannem yavaş konuşur.
- Anneannem yavaşça konuşuyor.
Yavaşça adını tekrarladı.
Daha yavaş yemelisin.
Buzul yavaş hareket eder.
Koşma, yavaşça yürü.
Kapıyı yavaşça açtım.
Yavaşça adını tekrarladı.
O, gözlerini yavaşça açtı.
Görüşmeler çok yavaş ilerliyor.
Yavaşça yemeliyim.
Lütfen yavaş konuşun.
Ben yavaş yavaş ayağa kalktım.
Salyangozlar yavaş hareket eder.
O, bana daha yavaş konuşmamı rica etti.
- Lütfen daha yavaş konuşun.
- Daha yavaş konuşun lütfen.
- Lütfen daha yavaş konuş.
hikâyelerin yavaş okunmasının gerektiğini
yine yavaş yavaş çözülerek ilerliyorlar.
Hızlı ayrıştırılamadığı için de
Yavaş yürü ve ben sana yetişeceğim.
Tom Bill'den daha yavaş konuşur.
Tom baş aşağı yavaş yavaş yürüyordu.
Tom'un Japoncası yavaş yavaş gelişiyor.
Güneş ufkun altında yavaşça battı.
Lütfen mümkün olduğunca yavaş konuşun.
Lütfen arabayı daha yavaş sür.
Hastalığını yavaşça atlatıyor.
Biraz daha yavaş gitmek isterim.
Alzheimer hastalığı yavaşça ve hissedilmeden oluşur.
Daha yavaş konuşun lütfen!
Tom mektubu yavaşça okudu.