Translation of "N'a" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "N'a" in a sentence and their turkish translations:

- Personne n'a appelé.
- Personne n'a téléphoné.

Hiç kimse aramadı.

- Il n'a rien.
- Elle n'a rien.

Hiçbir şeyi yok.

- Elle n'a pas peur.
- Il n'a pas peur.

O korkmuyor.

- Ça n'a pas marché.
- Ça n'a pas réussi.

O işe yaramadı.

- Ça n'a pas marché.
- Ça n'a pas fonctionné.

O işe yaramadı.

Celui qui n'a rien, n'a rien à perdre.

Hiçbir şeyi olmayanın, kaybedecek bir şeyi yoktur.

- Personne n'a été renvoyé.
- Personne n'a été viré.

Kimse kovulmadı.

- Cela n'a rien coûté.
- Ça n'a rien coûté.

Bu hiçbir şeye mal olmadı.

- Il n'a aucun ennemi.
- Il n'a pas d'ennemis.

Onun hiç düşmanı yok.

- Votre projet n'a pas fonctionné.
- Votre plan n'a pas fonctionné.
- Ton projet n'a pas fonctionné.
- Ton plan n'a pas fonctionné.

Senin planın işlemedi.

Personne n'a dit?

Diyenler olmadı mı?

Personne n'a échoué.

Kimse başarısız olmadı.

Rien n'a changé.

Hiçbir şey değişmedi.

Personne n'a demandé.

Hiç kimse sormadı.

Personne n'a menti.

Hiç kimse yalan söylemedi.

Personne n'a répondu.

- Kimse yanıtlamadı.
- Hiç kimse cevap vermedi.

Il n'a rien.

Hiçbir şeyi yok.

Tom n'a rien.

Tom'un hiçbir şeyi yok.

Marie n'a rien.

Mary'nin hiçbir şeyi yok.

Personne n'a d'explication.

Hiç kimsenin bir açıklaması yok.

Personne n'a paniqué.

Kimse paniğe kapılmadı.

Personne n'a ri.

Hiç kimse gülmedi.

Personne n'a écouté.

Hiç kimse dinlemedi.

Personne n'a faim.

Kimse aç değil.

- Ça n'a pas de sens.
- Ceci n'a aucun sens.

- Bu, bir anlam ifade etmiyor.
- Bunun bir anlamı yok.

- Cela n'a aucun sens.
- Ça n'a pas de sens.

Bu mantıklı değil.

- Il n'a pas son traitement.
- Il n'a pas son remède.
- Il n'a pas ses médicaments.

Onun ilacı yok.

- John n'a aucun ami ici.
- John n'a aucune amie ici.
- John n'a pas d'amis ici.

John'un burada hiç arkadaşı yok.

- Ça n'a ni queue ni tête.
- Cela n'a aucun sens.
- C'est absurde.
- Ça n'a pas de sens.
- Ceci n'a aucun sens.

- O herhangi bir anlam ifade etmiyor.
- O saçmalık.
- Bu saçma.
- Bu saçmalık.

- Il n'a pas de bicyclette.
- Il n'a pas de vélo.

Onun bir bisikleti yok.

- Elle n'a rien dit du tout.
- Elle n'a rien dit.

O bir şey söylemedi.

- Elle n'a pas son traitement.
- Elle n'a pas son remède.

Onun ilacı yok.

- Il n'a pas l'air heureux.
- Elle n'a pas l'air heureuse.

O mutlu görünmüyor.

L'espéranto n'a qu'un article défini et n'a pas d'article indéfini.

Esperantoda belirsiz artikel yoktur ve sadece bir tane belirli artikel vardır.

- Il n'a pas de pistolet.
- Il n'a pas de flingue.

Onun bir silahı yok.

- On n'a rien sans peine.
- On n'a rien sans effort.

- Emek yoksa yemek de yok.
- Zahmet yoksa kazanç da yok.
- Emeksiz yemek olmaz!
- Emek olmadan yemek olmaz.

- Elle n'a pas de frère.
- Elle n'a pas de frères.

Onun hiç erkek kardeşi yok.

- John n'a aucun ami ici.
- John n'a pas d'amis ici.

John burada hiç arkadaşa sahip değil.

- Mary n'a pas assez d'amis.
- Mary n'a pas assez d'amies.

Mary'nin yeterli arkadaşı yok.

- Il n'a pas dit un mot.
- Il n'a absolument rien dit.
- Elle n'a pas dit un mot.

O bir kelime söylemedi.

Personne n'a dit ça.

Hiç kimse bunu demedi.

N'a pas été séché,

hatta kuru bez yok,

Il n'a vu personne.

O kimseyi görmedi.

Ça n'a plus d'importance.

Bu artık önemli değil.

Tom n'a plus d'essence.

Tom'un benzini bitti.

Tom n'a pas changé.

Tom değişmedi.

Rien n'a vraiment d'importance.

Hiçbir şey gerçekten önemli değil.

Il n'a aucun ami.

Onun hiç arkadaşı yoktur.

Tom n'a pas d'autorité.

Tom'un hiçbir yetkisi yok.

Tom n'a rien dit.

Tom bir şey söylemedi.

Elle n'a pas tort.

- O hatalı değil.
- Haksız değil.

Il n'a aucun remords.

Pişmanlık duymuyor.

Il n'a rien vu.

Hiçbir şey görmedi.

Personne n'a rien fait.

Hiç kimse bir şey yapmadı.

Tom n'a rien remarqué.

Tom bir şey fark etmedi.

Il n'a rien fait.

O bir şey yapmadı.

Elle n'a rien fait.

O bir şey yapmadı.

Il n'a pas peur.

Onun korkusu yok.

Personne n'a l'air content.

Kimse mutlu görünmüyor.

Elle n'a pas faim.

O, aç değil.

Il n'a pas sommeil.

Uykusu yok.

Personne n'a remarqué Tom.

Kimse Tom'u fark etmedi.

Personne n'a été ici.

Burada kimse yoktu.

Personne n'a vu Tom.

- Kimse Tom'u görmedi.
- Tom'u hiç kimse görmedi.

Elle n'a aucune chance.

Onun şansı yok.

Personne n'a été blessé.

Hiç kimse yaralanmadı.

L'enquête n'a pas abouti.

Soruşturma tamamlanmadı.

Elle n'a plus mal.

Onun artık daha fazla ağrısı yok.

Elle n'a pas d'ordinateur.

Onun bilgisayarı yok.

Ça n'a aucune logique.

Tamamen mantıksız.

Rien n'a été changé.

Hiçbir şey değiştirilmedi.

Tom n'a pas ri.

Tom gülmedi.

Mon frère n'a rien.

Erkek kardeşimin hiçbir şeyi yok.

Il n'a pas d'enfants.

Onun çocuğu yok.

Cela n'a aucune importance.

Bunun hiçbir önemi yok.

Elle n'a pas d'avenir.

Onun için gelecek yok.

Elle n'a rien payé.

O hiçbir şey ödemedi.

Il n'a rien soupçonné.

O herhangi bir şeyden şüphelenmedi.

Tom n'a pas d'argent.

- Tom'un hiç parası yok.
- Tom'un parası yok.

Elle n'a pas sommeil.

O uykulu değil.

Tom n'a pas d'enfants.

Tom'un çocukları yok.

Tom n'a pas faim.

Tom aç değil.

Il n'a pas résisté.

- O karşı koymadı.
- O direnmedi.

Elle n'a pas résisté.

- O karşı koymadı.
- O direnmedi.

Tom n'a pas soif.

Tom susamış değil.

Tom n'a rien vu.

- Tom bir şey görmedi.
- Tom hiçbir şey görmedi.

Marie n'a rien vu.

Mary hiçbir şey görmedi.

Tom n'a pas répondu.

Tom cevap vermedi.

Personne n'a de réponse.

Hiç kimsenin bir cevabı yok.