Examples of using "14 h 30" in a sentence and their turkish translations:
Saat 2.30'dan beri seni bekliyorum.
Uçağın 2.30'da kalkıyor.
2.30'da beni karşıla.
Dün 2.30'da neredeydin?
2.30'da görüşürüz çocuklar.
2.30'da toplantım var.
2.30'a kadar bekleyeceğim.
Ben yaklaşık 2.30'da eve varacağım.
Konser saat 2.30'da başlayacak.
Uçağımız 2.30'da kalkar.
Uçağım 2.30'da gelecek.
2.30'dan önce onu yaptırmış olacağım.
Uçağımın 14.30'da gelmesi gerekiyordu.
Tom ve Mary 2.30'da gelecek.
Onlar bizi yarın 2.30'da bekliyorlar.
Bu öğleden sonra 2.30'a kadar bekleyebilir misin?
Pazartesi öğleden sonra 2.30'da neredeydin?
Yarın 14.30'da buraya geri gelebilir misin?
Tom'a 2.30'a kadar burada olmasını söyle.
2.30'da buluşmamız gerekiyor.
2.30'da eve gelirim.
Saat 2.30'da istasyonda buluşalım.
Yarın öğleden sonra 2.30'da burada olmak zorundasın.
2.30'da başlayalım.
Saat 2.30'da oğlumu almalıyım.
Bana iki buçuğa kadar zamanımız olduğu söylendi.
Anne babam yaklaşık 2.30'da evde olacaklar.
Biz onu 2.30'dan önce yapsak iyi olur.
En geç 2.30'a kadar burada olman gerekiyor.
Bunu 2.30'dan önce bitiremeyeceğiz.
2.30'a kadar masamda tam bir rapor istiyorum.
2.30'da bir toplantım var.
Tom ve Mary birlikte saat 2.30'da ofisten ayrıldılar.
Pazartesi 2.30'da doktorla görüşmek için bir randevu aldım.
Tom saat 2.30'a kadar çalıştı.
Zaten saat 2.30 ve Tom henüz burada değil.
Tom, 2.30'a raporu bitiremeyeceğini biliyordu.
Saat 2 buçukta bir randevum var.
2.30'dan sonra Tom'u evinde arama.
Saat 02.30'a kadar burada olacağınızdan emin olun.
Saat 2.30'da orada olmak zorundayım.
8:30'dan 2:30'a kadar Tom'laydım.
Dün 2.30'da Boston'dan ayrıldık.
Saat 2.30'da buluşmam vardı ama trafiğe yakalandım ve oraya vaktinde varamadım.
2.30'da bir randevum vardı fakat trafikte sıkıştım ve oraya zamanında varamadım.