Translation of "J’ai" in Turkish

0.153 sec.

Examples of using "J’ai" in a sentence and their turkish translations:

- J’ai promis.
- J’ai juré.

Ben yemin ettim.

J’ai contribué.

Katkıda bulundum.

J’ai gagné.

Kazandım.

J’ai obéi.

Ben itaat ettim.

J’ai couru.

Koştum.

J’ai réussi.

Onu yaptım.

J’ai râlé.

Ben inledim.

J’ai parlé.

Konuştum.

J’ai annulé.

Ben iptal ettim.

J’ai sifflé.

Ben ıslık çaldım.

J’ai hésité.

Tereddüt ettim.

J’ai lutté.

Savaştım.

J’ai regardé.

Baktım.

J’ai expiré.

- Nefesimi verdim.
- Nefes verdim.

J’ai inspiré.

- Nefes aldım.
- Soluk aldım.
- İçime çektim.

J’ai promis.

Söz verdim.

- J’ai trahi mon époux.
- J’ai trahi mon mari.

Ben kocamı aldattım.

J’ai un stylo.

Ben bir dolma kaleme sahibim.

- J'attendais.
- J’ai attendu.

Ben bekledim.

J’ai bien mangé !

Güzel bir yemek yedim.

J’ai une urgence.

Bir acil durumum var.

J’ai trouvé l’argent.

Parayı buldum.

J’ai tout dit.

- Ben, her şeyi söyledim.
- Her şeyi söyledim.

J’ai fait signe.

El salladım.

- J’ai dit de vous asseoir.
- J’ai dit de s’asseoir.

Otur dedim.

- J'ai perdu ma montre.
- J’ai perdu ma montre.
- J’ai égaré ma montre.
- J’ai égaré la montre.

- Kol saatimi kaybettim.
- Saatimi kaybettim.

- J’ai mis le point en exergue.
- J’ai souligné ce point.

Ben konuyu vurguladım.

J’ai rencontré ton ami.

Ben senin arkadaşınla buluştum.

J’ai beaucoup de fièvre.

Benim yüksek ateşim var.

J’ai réservé une place.

Ben bir koltuk ayırttım.

- J'ai chaud.
- J’ai chaud.

Ben sıcaklıyorum.

J’ai perdu ma montre.

Saatimi kaybettim.

- J'ai froid.
- J’ai froid.

Üşüyorum.

- J'ai promis.
- J’ai promis.

Söz verdim.

J’ai joué au tennis.

Tenis oynadım.

J’ai eu un chat.

Benim bir kedim vardı.

- Je courais.
- J’ai couru.

- Koşuyordum.
- Koştum.

J’ai bu du lait.

Biraz süt içtim.

- J'ai commencé.
- J’ai commencé.

Başladım.

J’ai mal à l’œil.

Gözüm ağrıyor.

J’ai accéléré le film.

Filmi hızlandırdım.

J’ai acheté le journal.

Gazete satın aldım.

J’ai attendu le bus.

Otobüsü bekledim.

J’ai chanté l’hymne national.

Millî marşı söyledim.

J’ai donné ma parole.

Ben söz verdim.

J’ai mal aux jambes.

Bacaklarım acıyor.

J’ai attaché mes lacets.

Ben bağcıklarımı bağladım.

J’ai battu ma femme.

- Karımı yendim.
- Ben karımı dövdüm.

- J’ai protesté.
- Je protestais.

Ben protesto ettim.

J’ai marqué mon désaccord.

Karşı çıktım.

J’ai reçu des coups.

Ben dövüldüm.

J’ai un petit creux.

Biraz açım.

J’ai attrapé la mouche.

- Sineği yakaladım.
- Bir kara sinek yakaladım.

J’ai analysé les résultats.

Sonuçları analiz ettim.

J’ai fait une partie de tennis avec un ami, mais j’ai perdu.

Ben arkadaşım ile bir tenis maçı oynadım fakat kaybettim.

- J'ai tout d'abord refusé.
- De prime abord, j’ai refusé.
- J’ai initialement refusé.

Ben ilk önce reddettim.

J’ai constaté quelque chose d’intéressant.

ilginç bir şey fark ettim.

Je pense que j’ai compris.

- Sanırım anladım.
- Sanırım anlıyorum.

J’ai étudié avant de dîner.

Akşam yemeğinden önce çalıştım.

J’ai ajouté beaucoup de traductions.

Ben bir sürü çeviri ekledim.

J’ai mal à la poitrine.

Göğsüm ağrıyor.

Hier, j’ai aidé mon père.

Dün babama yardım ettim.

J’ai un trou de mémoire.

Bu, kafamdan uçup gitti.

J’ai besoin de ton conseil.

Tavsiyene ihtiyacım var.

J’ai du travail pour Tom.

Tom için işim var.

J’ai besoin d’un nouveau départ.

Yeni bir başlangıca ihtiyacım var.

J’ai marché 10 kilomètres aujourd’hui.

Bugün 10 kilometre yürüdüm.

J’ai supprimé mon compte Facebook.

Facebook hesabımı sildim.

J’ai fait un rêve horrible.

Korkunç bir rüya gördüm.

J’ai alors commencé à comprendre.

O zaman anlamaya başladım.

J’ai oublié comment il s’appelle.

Ben onun adının ne olduğunu unuttum.

J’ai la chair de poule.

Tüylerim diken diken oldu.

J’ai totalement foi en lui.

Benim ona tam inancım var.

J’ai perdu beaucoup de sang.

Çok kan kaybettim.

J’ai appuyé sur le frein.

Frene bastım.

J’ai fini par te rattraper.

Sonunda seni yakaladım.

J’ai pu me faire des amis.

Orada arkadaşlar edindim.

Savez-vous ce que j’ai appris ?

Ne öğrendim biliyor musunuz?

Mais simultanément, j’ai ressenti tant d’amour,

Ama aynı zamanda sevgiyi tecrübe ettim.

J’ai étudié l'anglais pendant cinq ans.

Ben beş yıldır İngilizce öğrenmekteyim.

J’ai des fourmis dans la jambe.

- Ayağım uyuştu.
- Ayağımda karıncalanma var.

J’ai failli tomber dans les pommes.

Neredeyse bayılıyordum.

Je sais ce que j’ai dit.

Ne dediğimi biliyorum.

J’ai oublié qu’on était samedi, aujourd’hui.

Bugünün cumartesi olduğunu unuttum.

J’ai regardé dehors, par la fenêtre.

Pencereden dışarıya baktım.

J’ai manqué une occasion en or.

Altın bir fırsatı kaçırdım.

J’ai trouvé le lit très confortable.

Yatağı çok rahat buldum.

J’ai eu un A en français.

Fransızcada bir A aldım.

« J’ai l’air comment ? » « T’as la classe. »

"Nasıl görünüyorum?" "Harika görünüyorsun."

J’ai appelé à son bureau hier.

Dün ofisine uğradı.

J’ai un foutu mal de crâne !

Korkunç bir baş ağrım var!

J’ai appuyé l’échelle contre le mur.

Ben duvara karşı bir merdiven koydum.

J’ai marché sur un truc bizarre.

- Tuhaf bir şeyin üzerine adım attım.
- Garip bir şeye bastım.

- J’ai toujours faim.
- J'ai encore faim.

Hâlâ açım.