Examples of using "Élever" in a sentence and their turkish translations:
Bakacak iki çocuğum var.
Bir bebek yetiştirmek zordur.
O, nasıl sığır yetiştireceğini öğrendi.
Kelimeleri sizi kuvvetlendirmeli, moralinizi bozmamalı.
ama çocuklarımızı daha farklı yetiştirirsek,
Bu, çocukları yetiştirmek için iyi bir yer olurdu.
Çünkü onları bireysel potansiyellerini tanıyacak şekilde yetiştiriyoruz,
ama daima anlaşabileceğimiz şey nasıl insan yetiştireceğimiz.
İnsanlar heyecanlandıklarında seslerini yükseltmeye eğilimlidirler.
Bizim dairemiz çok küçük. Bir aileye bakmak için yeterli yer yok.
Tayland'da, çocuk yetiştirme babanın sorumluluğu değildir; tamamen anneye aittir.
Birinin adını daha sonraki kuşaklarda yükseltmek ve böylece birinin ebeveynlerini övmek, bu anne babaya saygının en büyük ifadesidir.