Translation of "Endroit" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Endroit" in a sentence and their turkish translations:

- Chic endroit !
- Quel endroit chic !

Biraz yer.

Quel bel endroit !

Ne güzel bir yer!

J'adore cet endroit.

O yeri seviyorum.

Déplacer du sable de cet endroit à cet endroit.

kumu burdan al ve buraya taşı.

- Qu'est-ce que c'est que cet endroit ?
- Qu'est cet endroit ?

Bu yer nedir?

- Connaissez-vous bien cet endroit ?
- Connais-tu bien cet endroit ?

Bu yeri iyi tanıyor musun?

Allons voir cet endroit.

Gidip şuraya bir bakalım. Vay canına.

Où est cet endroit

O yer nerede

C'est un endroit sinistre.

O kasvetli bir yerdir.

C'était un endroit incroyable.

Olağanüstü bir yerdi.

C'est un endroit effrayant.

Burası korkutucu bir mekan.

Cet endroit est nul.

Bu mekân Dingo'nun ahırı gibi.

Cet endroit est glauque.

Bu yer tüyler ürpertici.

C'est un chouette endroit.

Bu güzel bir yer.

C'est un endroit sûr.

Burası güvenli bir yerdir.

Cet endroit est parfait.

Bu yer harika.

Cet endroit sent mauvais.

Bu yer kötü kokuyor.

C'est mon endroit favori.

Bu benim en sevdiğim yer.

Cet endroit est ennuyeux.

Bu yer sıkıcıdır.

J'aime assez cet endroit.

Bu yeri biraz seviyorum.

Cet endroit me plaît.

O yeri seviyorum.

Je possède cet endroit.

- Bu mekan benim.
- Burası bana ait.

Cet endroit me manque.

Burayı özlüyorum.

Cet endroit est fantastique.

Bu yer harika.

Je déteste cet endroit.

- Bu yerden nefret ediyorum.
- Bu yerden nefret ediyorum!

C'est un endroit fantastique.

Bu harika bir yer.

Cet endroit est répugnant.

Bu yer iğrenç.

Trouvons un autre endroit.

Başka bir yer bulalım.

Aucun endroit n'est sécuritaire.

Hiçbir yer güvenli değildir.

C'est un mauvais endroit.

Bu kötü bir noktadır.

Aucun endroit n'est parfait.

Hiçbir yer mükemmel değildir.

Je connais cet endroit.

Bu yeri biliyorum.

C'est un endroit déprimant.

Bu iç karartıcı bir yer.

Cet endroit est bizarre.

Burası tuhaf.

- Je me rappelle cet endroit.
- Je me souviens de cet endroit.

O yeri hatırlıyorum.

- Restez à l'écart de cet endroit !
- Reste à l'écart de cet endroit !

O mekândan uzak dur.

- Est-ce que cet endroit est sûr ?
- Cet endroit est-il sûr ?

Bu yer güvenli mi?

- Cet endroit n'est il pas génial ?
- Cet endroit n'est il pas terrible ?

Bu yer harika değil mi?

Allons donc à cet endroit

Oraya bir bakalım.

J'avais trouvé un endroit singulier

Büyük bir yosun ormanının koruduğu

Je vais à cet endroit.

Şu yere gidiyorum.

Cet endroit n'est plus sûr.

Bu yer artık güvenli değil.

Cet endroit n'est pas sûr.

Bu güvenli bir yer değil.

Qui a construit cet endroit ?

Bu yeri kim inşa etti?

J'ai toujours détesté cet endroit.

Bu yerden her zaman nefret ettim.

Je fais marcher cet endroit.

Bu yeri işletiyorum.

Je me rappelle cet endroit.

Bu yeri hatırlıyorum.

Vous êtes au bon endroit.

Doğru yerdesiniz.

Cet endroit va me manquer.

Bu yeri özleyeceğim.

Je n'aime pas cet endroit.

Burayı sevmedim.

Tu es au bon endroit.

- Doğru yerdesin.
- Doğru yerdesiniz.

Cet endroit est une décharge.

Bu yer bir çöp yığını.

C'est probablement le mauvais endroit.

Bu muhtemelen yanlış yerdir.

Cet endroit est toujours bondé.

O yer her zaman tıka basa dolu.

C'est un endroit très effrayant.

Bu çok korkutucu bir yer.

Cet endroit est vraiment bruyant.

Bu yer gerçekten gürültülü.

C'est un endroit assez étonnant.

Bu oldukça şaşırtıcı bir yerdir.

Tom n'aimait pas cet endroit.

Tom o yeri sevmiyordu.

Cet endroit est vraiment venteux.

Bu yer çok rüzgarlıdır.

Quel âge a cet endroit ?

Bu yer kaç yaşında?

Cet endroit sent comme Tom.

Burası Tom kokuyor.

- As-tu un endroit où loger ?
- Disposez-vous d'un endroit pour vous loger ?

Kalacak bir yerin var mı?

- Pardonnez-moi, comment se nomme cet endroit?
- Veuillez m'excuser. Comment se nomme cet endroit ?

Affedersiniz, Bu yerin isme ne?

- Trouvons un endroit sûr où nous cacher.
- Trouvons un endroit sûr pour nous cacher.

Saklanacak güvenli bir yer bulalım.

- Tu as toujours un endroit où vivre.
- Vous avez encore un endroit où vivre.

Hâlâ yaşamak için bir yerin var.

- Je suis prêt à quitter cet endroit.
- Je suis prête à quitter cet endroit.

Bu yeri terk etmeye hazırım.

- J'ignorais à quel autre endroit aller.
- J'ignorais à quel autre endroit me rendre.
- Je ne savais pas à quel autre endroit aller.
- Je ne savais pas à quel autre endroit me rendre.

Başka nereye gideceğimi bilmiyordum.

C'est mon endroit préféré, en fait.

Aslına benim favori yerim.

C'est un endroit des plus impitoyables.

Aşağısı çok acımasız ve affedici olmayan bir yer.

Voici des photos du même endroit,

Bunlar, şehrin ortaya çıkması için geçen

Un endroit qui serait le mien.

"ev gibi bir yer arıyorum"

C'est un endroit mystérieux et inquiétant.

Gizemli, korkulası bir yerdir.

Les requins venaient à cet endroit.

köpek balıkları körfeze yaklaştı.

Garde-le dans un endroit frais.

Onu serin bir yerde tut.

Il déménageait d'un endroit à l'autre.

O, bir yerden bir yere taşındı.

Je dispose d'un endroit où dormir.

- Benim uyumak için yerim var.
- Yatacak yerim var.

Il m'a trouvé un bon endroit.

Benim için iyi bir yer buldu.

Je ne supporte pas cet endroit.

Bu yerle uğraşamam.

Je veux quitter rapidement cet endroit.

Bu yeri çabucak terk etmek istiyorum.

Cet endroit n'a pas beaucoup changé.

Burası çok değişmedi.

Tout le monde aime cet endroit.

Herkes o yeri seviyor.

Garde l'argent dans un endroit sûr.

Parayı güvenli bir yerde tut.

Je connais très bien cet endroit.

Bu alanı oldukça iyi biliyorum.

J'ai besoin d'un endroit où séjourner.

Kalacak bir yere ihtiyacım var.

Je dois sortir de cet endroit.

- Bu yerden çıkmam gerekiyor.
- Bu yerden çıkmalıyım.

Cet endroit va vraiment me manquer.

Gerçekten bu yeri özleyeceğim.

Nous cherchons un endroit où dormir.

Uyumak için bir yer arıyoruz.

Le monde est un endroit dingue.

- Dünya delice bir yer.
- Dünya çılgın bir yer.

J'en ai marre de cet endroit.

Bu yerden bıktım.

Quel endroit d'Europe voudrais-tu visiter ?

Avrupa'da nereyi ziyaret etmek istiyorsun?

J'en ai assez de cet endroit.

Bu yerden bıktım.

Je t’emmène dans un endroit sympathique.

Seni güzel bir yere götürüyorum.

Il recherche un endroit pour vivre.

Yaşamak için bir yer arıyor.

Le monde est un endroit dangereux.

Dünya tehlikeli bir yerdir.

Cet endroit n'est il pas terrible ?

Burası korkunç değil mi?

C'est un bon endroit pour camper.

Burası kamp kurmak için iyi bir yerdir.