Examples of using "Difficile" in a sentence and their turkish translations:
Bu zor.
- O çok zordu.
- Çok zordu.
Çok zordu.
Zor değil.
ama oldukça zor.
- O çok zordu.
- Çok zordu.
Bu çok zor.
Bu çok zor.
- Arapça zor!
- Arapça zor.
Bu zor olacak.
Bu zor oluyor.
O gerçekten zor.
Zor mu?
Bu zor oluyor.
Her şey zordu.
Vejetaryen olmak zor mu?
Affetmek zor değildir, yeniden güvenmek zordur.
İtalyanca zor değildir.
Sınav çok zordu.
Bu oyun çok zor.
İnanması zordu.
Sizi şaşırtmak zor.
Onu yapmak çok zor olacak.
Onu görmek zordur.
O yapması zor bir şey.
Onun için oldukça zordur.
Seni anlamak zor.
Onu yapmak zor olacak.
İngilizce konuşmak zordur.
Fransızca konuşmak zordur.
O zor bir sorun.
Önce, zordur.
Bu zor bir durumdur.
Bu görev zordur.
Onu aklamak zordur.
Bunu tanımlamak zor.
Bu zor.
Söylemesi zor.
İngilizceye hakim olmak zordur.
İnanması zor.
- Bu çok karmaşık mı?
- O çok zor mu?
Bu zor bir soru.
Bu benim için zor.
Bu zor olabilir.
Zengin olmak zor.
O çok haşindi.
Bunu yapmak zor.
Hayat çetindir.
O kadar zor muydu?
O çok fazla seçici.
Fransızca zordur.
Bu zor bir dil.
Bu kelime zor.
Bu zor olabilir.
Zor değil.
Bu zor bir iş.
Zordu.
Açıklaması zor.
- Nefes almada zorluk çekiyorum.
- Zar zor nefes alıyorum.
Uzun ve zor.
Jonathan'ı ikna etmek zordur.
Bu zor bir görevdir.
Bu sorun zor görünüyor.
O zor olabilir.
Bu hayat zor.
Onlar zor zamanlardı.
Onu yapmak zor olacak.
Bu zor kısmıydı.
Bu çok mu zordu?
- Öğrenmek zor.
- Bunu öğrenmek zor.
- Zor.
- Zormuş.
Önce, zordur.
Kadın olmak zor. Trans kadın olmak da kolay değil.
O, zor problemi çözdü.
Titizsin, değil mi?
Tom'un zor bir işi vardı.
Tom zor biridir.
Jack'i ikna etmek zordur.
Onu memnun etmek zor.
Onu memnun etmeyi zor buldum.
Senin hikayene inanmak zor.
Çok seçicisin.