Examples of using "Strengthening" in a sentence and their turkish translations:
Mimar Sinan daha sonrasında güçlendirme çalışmalarını da yaptı
İhracat pazarlarında rekabet gücünün güçlendirilmesi acil bir ihtiyaçtır.
Güneşin güçlenmesiyle... ...yeni yaşamlar başlar ve zorluklar yavaş yavaş unutulur.
az önce de bahsetmiştik kemer gibi. Bunun gibi daha birçok güçlendirme çalışması yapıldı
artırma, iş yapmayı kolaylaştırma ve vergileri düşük tutma eğilimindeki politikaları
Onlar yıkıcı kayıpları önlemek için küresel önlemlerin güçlendirilmesinin önemini doğruladılar.
Öğretim insan şahsiyetinin tam gelişmesini ve insan haklarıyla ana hürriyetlerine saygının kuvvetlenmesini hedef almalıdır. Öğretim bütün milletler, ırk ve din grupları arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu teşvik etmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışın idamesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.