Translation of "Like" in Turkish

0.024 sec.

Examples of using "Like" in a sentence and their turkish translations:

- Like father, like son.
- Like father like son.

- Elma ağacın dibine düşer.
- Armut dibine düşer.
- Babasının oğlu.

Like master, like disciple.

Usta gibi, mürit gibi.

Like father, like son.

- Armut dibine düşer.
- Anasına bak, kızını al.

- I would like shoes like that.
- I'd like shoes like that.

Öyle ayakkabılar istiyorum.

- I don't like guys like Tom.
- I don't like people like Tom.

Tom gibi adamları sevmem.

like

gibi

like.

gibi.

Like -- unfortunately, like refugee camps,

ne yazık ki mülteci kampları, Mumbai'nin kenar mahalleleri,

Like causes produce like results.

Benzer sebepler benzer sonuçlar üretirler.

I like boys like that.

Öyle çocukları severim.

I like what I like.

Sevdiğimi seviyorum.

- I like maths.
- I like math.
- I like mathematics.

- Matematiği severim.
- Ben matematikten hoşlanırım.

"Hold it like this." "Like that?" "No, like this."

"Onu böyle tut." "Öyle mi?" "Hayır, böyle."

- I like to run.
- I like taking walks.
- I like jogging.
- I like running.

Yürüyüş yapmayı severim.

- I like traveling.
- I like to travel.
- I like travelling.

Seyahat etmeyi severim.

- I like celery.
- I like celeriac.
- I like celery root.

- Kereviz sapını severim.
- Sap kerevizi severim.
- Yeşil kerevizi seviyorum.
- Kereviz yaprağını seviyorum.
- Kerevizi severim.

- You'll like it.
- You're going to like him.
- You're going to like her.
- You'll like him.
- You'll like her.

Onu seveceksin.

And like that just like that

Çünkü çıkardığımda çığlık attın

like they'd throw balls like this

hani böyle top atarlardı

I'd like a hat like that.

Onun gibi bir şapka istiyorum.

I'd like a car like yours.

Seninki gibi bir araba istiyorum.

- I like sport.
- I like sports.

Ben sporları severim.

I don't like men like him.

Onun gibi insanları sevmem.

I don't like guys like that.

Ben onun gibi adamlardan hoşlanmıyorum.

I'd like to be like Tom.

Tom'a benzemek istiyorum.

I like being treated like that.

Öyle davranılmayı severim.

I'd like to be like him.

Ona benzemek istiyorum.

"Don't be like that." "Like what?"

"Onun gibi olmayın." "Ne gibi?"

I'd like to be like them.

Onlara benzemek istiyorum.

I'd like to be like her.

Ona benzemek istiyorum.

- I like sweets.
- I like candy.

Şeker severim.

I don't like people like Tom.

Tom gibi insanları sevmem.

I'd like a house like this.

Böyle bir ev istiyorum.

I like doing stuff like that.

Öyle şeyler yapmayı seviyorum.

Tom doesn't like girls like Mary.

Tom, Mary gibi kızları sevmez.

I'd like to look like Tom.

Ben Tom'a benzemek istiyorum.

I don't like women like that.

Öyle kadınlardan hoşlanmıyorum.

I don't like jokes like that.

Böyle şakaları sevmem.

I don't like surprises like this.

Böyle sürprizlerden hoşlanmıyorum.

- I like him.
- I like her.

Ben onu çok seviyorum.

- I like words.
- I like names.

Kelimeleri seviyorum.

- I like poets, such as Takuboku.
- I like poets like Takuboku.

Ben Takuboku gibi şairleri severim.

- You're going to like her.
- You'll like them.
- You'll like her.

Onu seveceksin.

- You'll like it.
- You'll like this.
- You're going to like it.

Onu seveceksin.

- I like taking a walk.
- I like to walk.
- I like taking walks.
- I like walking.

- Yürüyüş yapmayı severim.
- Ben yürümeyi severim.
- Yürümeyi severim.

- I would like a sugar bowl like his!
- I would like a sugar bowl like hers!

Onunki gibi bir şekerlik istiyorum!

- I too like candies.
- I, too, like candy.
- I like candy, too.
- I also like candy.

Ben de şeker severim.

like anxiety,

kaygı

Like, time.

Mesela zaman.

Like what?

Ne gibi mi?

Like Maidan.

Maidan'da olduğu gibi.

like robots!

işçiye gerek duyuyor.

like George,

oraya gidebilirsiniz

like housing insecurity, like broken immigration systems,

konut güvensizliği gibi çökmüş göç sistemi gibi

like rust or pyrite, like fool's gold,

pas veya pirit gibi

Some people like baseball, others like soccer.

Bazı insanlar beyzbol sever, diğerleri futbol sever.

- I like to run.
- I like running.

Ben koşmayı severim.

- I like to swim.
- I like swimming.

- Ben yüzmeyi seviyorum.
- Yüzmeyi severim.

- I like to sing.
- I like singing.

Ben şarkı söylemeyi seviyorum.

- I like jazz music.
- I like jazz.

Ben caz müziği severim.

Why do you like something like that?

Neden öyle bir şeyi seviyorsun?

- I like to eat.
- I like eating.

Yemeyi severim.

- I am like you.
- I'm like you.

Ben senin gibiyim.

- We are like brothers.
- We're like brothers.

- Biz kardeş gibiyiz.
- Kardeş gibiyiz.
- Biz biraderler gibiyiz.

Do you like it? I like it.

Onu beğenir misin? Ben beğenirim.

- You like to swim.
- You like swimming.

Yüzmeyi seversin.

- We like to play.
- We like playing.

Oyunları seviyoruz.

- I like you.
- I do like you.

Seni seviyorum.

I like music. Do you like music?

Ben müzikten hoşlanırım. Sen müzikten hoşlanır mısın?

- I like talking.
- I like to talk.

Konuşmayı seviyorum.

It sounds like you don't like Tom.

Tom'u sevmiyorsun gibi geliyor.

- I like to work.
- I like working.

- Ben çalışmayı seviyorum.
- Çalışmayı seviyorum.

Dan doesn't like street bullies like you.

Dan senin gibi sokak zorbalarını sevmiyor.

- What's it like?
- What is it like?

- Neye benziyor?
- O neye benziyor?
- O nasıl?
- O nasıldır?

- I like to walk.
- I like walking.

Yürümeyi seviyorum.

I don't like being treated like this.

Böyle davranılmak hoşuma gitmiyor.

- They'll like it.
- They will like it.

Onlar bunu sevecek.

- We like snow.
- We like the snow.

Kar severiz.

I'd like to be more like you.

Sana daha çok benzemek istiyorum.

- I like traveling.
- I like to travel.

Seyahat etmeyi severim.

- What's Tom like?
- What is Tom like?

Tom nasıl biri?

- You'd like it.
- You would like it.

- Seveceksin.
- Seversin.

I would like to be like you.

Senin gibi olmak istiyorum.

I like to do things like that.

Ben böyle şeyler yapmayı seviyorum.

I don't like doing things like this.

Böyle şeyler yapmaktan hoşlanmam.

- I like the pepper.
- I like pepper.

Biberi severim.

- I would like help.
- I'd like help.

Yardım istiyorum.

- I like celeriac.
- I like celery root.

- Kerevizi severim.
- Kök kerevizi severim.