Examples of using "Tenminste" in a sentence and their turkish translations:
Ama en azından işe yarıyor.
En azından dikkatli olmaya çalış.
En azından yalnız değildim.
En azından "teşekkürler" diyebilirdin.
En azından duş almalıydın.
Keşke onun adresini bilsem.
En azından sana sarılabilir miyim?
Öyleyse hikayenin bu kısmı en azından doğruydu ...
Hiç olmazsa Tom'un durumu anlayacağını düşündüm.
ama ne olursa olsun en azından yalnız olmayacaksınız.
Bütün kapıları kilitlemeli, en azından kapatmalısın.
Senin gibi olmasa bile en azından biraz daha kibar olmayı deneyebilirsin.
"Fransızca öğrenmeye biraz ilgim var ama o zor değil mi?" "Hiç değil. İngilizceden 100 kat daha kolay!" "Gerçekten mi?" "Eh, en azından benim için öyle." "Bunun nedeni senin ana dilin olması gerçi"