Examples of using "Wist" in a sentence and their turkish translations:
Kimse onu bilmiyordu.
- Onu bilmiyordum.
- Bunu bilmiyordum.
Kimse sebebini bulamamıştı.
Biliyordum.
Herkes bilirdi.
Bir şey bilmiyordum.
Tom bildi.
Tom bir şey biliyordu.
Onu hiç kimse bilmiyordu.
Sami biliyordu.
Onu biliyor muydunuz?
Bunu biliyor muydun?
Tom'u nerede bulacağını bileceğini biliyordum.
Bilmiyordum,
İşte o zaman anladım.
O tam düşündüğüm gibiydi.
Onu bilmiyordu.
O konuyu sadece Obama biliyordu.
Bunu bilmiyordum.
Tom bunu bilmiyordu.
Onu bilmiyor muydun?
Her nasılsa, Tom biliyordu.
''Bunu önceden de biliyordum'' diye geçirmiş olabilirsiniz.
O, cevabı bilmiş olabilir.
Onu o zaman bilmiyordum.
Onun nerede olduğunu hiç kimse bilmiyordu.
Bunu zaten biliyordun, değil mi?
Onun yalan söylüyor olduğunu biliyordum.
Tom'un geldiğini biliyordum.
Tom'un yalan söylediğini biliyordum.
- Hayatta olduğunu biliyordum.
- Yaşadığını biliyordum.
O adam çok şey biliyordu.
- Onu sen de bilmiyordun.
- Onu siz de bilmiyordunuz.
Aman Tanrım! Bunu bilmiyordum!
Tom nereye gideceğini biliyordu.
Leyla develer hakkındaki her şeyi biliyordu.
Saman nezlesi olduğunu bilmiyordum.
Onun orada olduğunu bilmiyordum.
Sana güvenebileceğimi biliyordum.
Onun olacağını nasıl bildin?
Onun evli olduğunu nasıl öğrendin?
Tom'un eş cinsel olduğunu bilmiyor muydun?
- Aç olduğumu nereden bildin?
- Aç olduğumu nasıl bildin?
O, onu başından beri biliyordu.
İzlendiğimi biliyordum.
Tom Mary'nin bir öğretmen olduğunu biliyordu.
Satranç oynadığını bilmiyordum.
Bunu kimin yaptığını kimse bilmiyordu?
Burada olduğumu biliyordun.
Gelmek zorunda olduğumu biliyordum.
Tom'un öldüğünü biliyordum.
Tom'un suçlu olduğunu biliyordum.
Tom'un burada olduğunu biliyordum.
Tom'un evli olduğunu biliyordum.
Tom'un işe yaramaz olduğunu biliyordum.
Tom'un utangaç olduğunu biliyordum.
Ne yapacağımı bilmiyordum.
Onun mümkün olduğunu biliyordum.
Ne düşüneceğimi bilmiyordum.
Geldiğimi nasıl bildin?
Kabul edeceğini biliyordum.
Planın hakkında hiçbir şey bilmiyordum.
Keşke onun adresini bilsem.
Tom, Mary'nin yorgun olduğunu biliyordu.
Tom, Mary'nin mutsuz olduğunu biliyordu.
Kanadalı olduğumu biliyor muydun?
Sami eşcinsel olduğunu biliyordu.
Tom üzgün olduğumu biliyordu.
Sami Kuran hakkında hiçbir şey bilmiyordu.
Onun iyi İngilizce konuşabildiğini herkes biliyordu.
Tom'un susayacağını biliyordum.
Tom'a önceden bildiğini söyledim.
Bir kedin olduğunu bilmiyordum.
Bir dişçi olduğunu bilmiyordum.
çünkü işlerin daha iyi olabileceğini biliyordum.
Eşcinsel olduğumu bilmiyordu.
Geleceğin hakkında fikrim yoktu.
- O, John'un onu sevdiğini biliyordu.
- John'un kendisini sevdiğini biliyordu.
Senin bunu beğeneceğini biliyordum.
Onun orada olduğunu da bilmiyordum.
Ne yapacağımdan emin değildim.
Onu biliyordum.
- Senin meşgul olduğunu bilmiyordum.
- Senin yoğun olduğunu bilmiyordum.
Onun kim olduğunu Tom bilmiyordu bile.
Tom Mary'nin ne demek istediğinden gerçekten emin değildi.