Translation of "عمق" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "عمق" in a sentence and their turkish translations:

ومدى عمق هذه الأفكار.

ne kadar spekülatif olduğunu göstermemiz gerekiyor.

هي على عمق 5 كيلومترات.

en derin yer beş kilometre aşağıdaydı.

‫تمامًا في عمق المياه الضحلة.‬

Aşırı sığ bir suda.

لأن بحر مرمرة له عمق محيط

çünkü Marmara Denizi okyanusal derinliğe sahip

لكن عمق الحجر كان قليلاً أيضًا

fakat taşın derinliği biraz fazlaydı

كما أنه ليس له عمق المحيط مع البحر

aynı zamanda denizle okyanusal derinliğe de sahip değil

‫إذن تريدني أن اتبع آثار الذئب‬ ‫وأدخل إلى عمق الكهف؟‬

Mağaranın derinliklerindeki  kurt izlerini mi takip edelim?

في عمق الخلف على اليمين والوسط كانت نخبة كابيكولو سيباهيس،

Eskiden sağda ve merkezde aristokrat Kapıkulu Sipahiler,

لأن هذه المرة يوجد عمق ولكن مرة أخرى لا يوجد جسم مائي

çünkü bu sefer derinlik var ama yine su kütlesi yok

الأفلاق باتجاه ترانسيلفانيا، ونهر أوسام، الذي يؤدي واديها نحو عمق وسط بلغاريا.

üzerinden Eflak, Transilvanya ve vadinin Bulgaristan'ın merkezine uzandığı Osam Nehri'ne ulaşabilir.

‫حساسة لدرجة اشتمام جيفة‬ ‫في عمق مترين من الثلج.‬ ‫رؤية اللقام أمر نادر.‬

Karın iki metre altında kalmış bir leşin kokusunu alacak kadar. Volverinlere çok nadir rastlanır.

مع تقدم الجيش الكبير في عمق روسيا ، كان Ney دائمًا على مقربة من

Grande Armée, Rusya'nın derinliklerine doğru ilerlerken, Ney her zaman aksiyona yakındı

مع تمركز معظم القوات العثمانية في الأناضول، داهمت القوات المجرية عمق الأراضي الصربية،

Anadolu'daki çoğu Osmanlı askeri gibi, Macar birlikleri de Sırp topraklarına ilerleyerek

يبلغ عمق النهر نحو ستة أميال في بعض الأماكن والطريقة الوحيدة لعبوره هي الحبل والبكرة

Nehir bazı bölgelerde altı mil derinliğinde ve onu geçmenin tek yolu bir kasnak ve bir ip kullanmak.

لقد جابوا في عمق روسيا والبحر الأبيض المتوسط ​​، حتى أنهم تجرأوا على مهاجمة ما أسموه Miklagard ،

Rusya ve Akdeniz'in derinliklerinde dolaştılar, hatta Miklagard dedikleri