Examples of using "لأن" in a sentence and their turkish translations:
Çünkü bulduğumuz şey şu, insanlar sonunda
Çünkü Louis bir erkek.
çünkü önemli olan şey duyguların.
Çünkü o onu sevecek tabii ki
Çünkü böyle yaparak
herkesin itip kakması yüzünden
mademki dünya yuvarlak
Çoluğumuz çocuğumuz var diye
çünkü bizim pusulalarımız da bize sadece
çeşitlilik yaşamın tadıdır çünkü.
Çünkü bu dikkatle incelenmiş,
Çünkü beyni bozulmuştu.
Eşiniz size fena halde kızmış.
çünkü gürültü yaygın bir şey
Çünkü sanat çok güçlü bir araç.
19. yüzyılın büyük ticari çeşitliliği hâline geliyor.
Mimari topluluklar için
çünk mikrodalgalar veya radar
Çünkü bunu bir çoğumuz bilmiyoruz
çünkü atalarımız ne demiş?
çünkü çekirdek soğumuş
çünkü sistem çökmüş olacak!
sürekli değişiyor. Çünkü akışkan
Çünkü gidişat bunu gösteriyor
Çünkü mevcut durum kötü.
Çünkü dünya çok değişti.
çünkü bu devrim şu anda gerçekleşiyor.
çünkü özel zamanımız vardı
Çünkü o dil, onlar için faydalı değil.
gücünü göstermek zorunda değilsin.
çünkü o kurallar değişmeli.
çünkü güç tüketicinin elinde.
Çünkü Amerika Birleşik Devletleri'nin
Duygularımız otoritemizin kapsamı olduğu için
Anlaşılması güç olduğu için size okuyacağım.
ve hemen müdahale edilmesi gerektiğini göreceksiniz.
Çünkü gençler bize kaygılandıklarını söylüyorlar.
Çünkü sanatsal bir ifadeyi
çünkü teknolojinin kendisi
bir şair olmanız gerekir.
Çünkü bu değişimler maceralar yaratır.
çünkü alacakaranlık bölgesi tehdit altında.
çünkü kötümserlikte ayrım gözetmeyen tehlikeler var.
vazgeçmemiz veya teslim olmamız için bir sebep değil.
Çünkü bu temizleme işlemi pahalıya patlıyor.
Çünkü kolay.
Bunun sebebi okulun sabah olması
çünkü fizik modellerden oluşur
Tweety, Daffy Duck çıkacak diye
çünkü sokak oyunlarına sokak kültürüne
çünkü Zoom bu iş için biçilmiş kaftandı
çünkü programda chat bölümü var
orada çünkü yanlış bilinen bir şey var
Çünkü kararlar ortak alınır
Bizde aile yapısı daha sağlam olduğu için
Çünkü herkesin saygısı kendinedir
Çünkü elimizin altında Google denen bir şey var
İşte onun yüzünden her şey berbat oluyor
Çünkü herkesin saati birbirinden farklı
çünkü şahitlerin de performansı azalmıştı
ama ölümsüz olmak istemiyorum.
Kötü havadan dolayı, gitmedim.
Çünkü Covid-19 çok farklı.
Çünkü benim dedem bankacıydı.
Benim hakkımda endişelenmenize gerek yok.
Ben Tom'un zarar görmediğine sevindim.
O, erkek arkadaşı gitmediği için gitmedi.
Bütün ülkedeki madde kulanım tedavi programları
çok fazla olduğunu anlamıyor.
tabii ki bu durum aile şereflerini lekeleyecekti.
karşı çıkmak için hasta savunucularıyla çalıştı.
sınırımıza gelmesini engelleyeceğine inandırmaya çalışıyor.
Bir kadının kendinden şüphe etme eğilimini çok iyi anlıyorum.
çünkü çoğu insanın seçtiği kart
kısmen adaletin her zaman kolay olmamasından.
Helikoptere hemen ihtiyacım var!
bir başarı dağı gibi düşünebilirsiniz.
Çünkü veri, bir şey öğrenmenizi sağlar
Çünkü bulgular sizi kanıtlamaya zorlar.
iki önemli olaydan ötürü Batı'nın dikkatinin dağılması.
Çünkü Hindukuş-Himalaya dağları,
Çünkü ırkçılık hislerle değil, davranışlarla alakalı.
Çünkü canlı yayın aynı türden bir etkileşim hissi sunuyor.
konsantre olmaya ve doğru yola itmesi.
çünkü insanlardan etkilenen sivrisinekler sadece dişiler.
çünkü Sanayi Çağı'nın iş ahlakı
Ama öğlen, kesinlikle bir yaratıcı olmanız gerekir.
çünkü su mikrodalgada hızla ısınacaktır.
çünkü Marmara Denizi okyanusal derinliğe sahip
çünkü asker arkadaşları onu görünce gülüyordu
Bakın bunu ben buldum çocuklar diye
ve Mehmet Ali Birand teklif götürmüştü çünkü
çünkü keşif aracındaki enerji kaynakaları
çünkü dünyaya en çok benzeyen gezegen
çünkü manyetik zayıflaşma çok hızlı ilerliyor
Bunun sebebi tıpkı bir bilgisayarın işlemcisinin çok yoğun bir şekilde çalışması gibi
çünkü anlam farklılığı diyalog kurmamızı sağlıyor.
...çünkü ailelerinin geçimini sağlamak zorundalar.
Yeni bir araba alma zamanın.