Translation of "الحجر" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "الحجر" in a sentence and their turkish translations:

وإذا نفدت الحجر الصحي

Ve karantinaya girmekten kaçıyorsanız

ولكن علينا إزالة هذا الحجر

fakat, o taşı da çıkarmamız lazım

واحصل عليه في الحجر الصحي

Ve karantina altına alınmasını sağlayın

أراد إزالة الحجر. يعرف هؤلاء المزارعين

taşı çıkarmak istedi. Çiftçi olanlar bilir

لكن عمق الحجر كان قليلاً أيضًا

fakat taşın derinliği biraz fazlaydı

الحجر الصحي ليس بالشيء السيئ لأنه

Karantina kötü bir şey değildir çünkü

أظهر لنا الحجر الصحي مثل بعبع

Bize karantinayı öcü gibi gösterdi

علمنا أن الحجر عمره 4 ملايين سنة

taşın 4 milyon yıllık olduğunu öğrendik

إنه ليس بعبعًا أن هذا الحجر الصحي

Ya öcü değil ki bu karantina

دخول الحجر الصحي ليس عارًا ولا خطيئة

Karantinaya girmek ne ayıptır, ne de günahtır

ولكن إذا كان لديك حالة الحجر الصحي

Ama karantina gerektiren bir durumunuz varsa

إذا كانت هذه الجهة هي الحجر الدائم،

Eğer bu taraf kesintisiz karantina ise

‫حسناً، سأستخدم هذا الحبل،‬ ‫وأربطه حول هذا الحجر،‬

Pekâlâ, bu halatı kullanıp şu kayaya bağlayacağım

فماذا يأكل هؤلاء الناس ، يشربون ، الحجر أو الطعام؟

Peki bu insanlar ne yiyecek, ne içecek, taş mı yiyecek bu insanlar?

حتى أولئك المرضى حقا لا يريدون دخول الحجر الصحي

Gerçekten hasta olan bile karantinaya girmek istemiyor

الجميع في الحجر الصحي في المنزل. ثم تم تطهير جميع الشوارع.

Herkes evinde kendini karantinaya aldı. Daha sonrasında bütün sokaklar dezenfekte edildi.

‫جروف الحجر الرملي شديدة الانحدار،‬ ‫والوديان الضيقة المتعرجة‬ ‫ التي تتلوى لكيلومترات طويلة،‬

Burası dik uçurumları olan kumtaşı kayalıklarla ve kilometrelerce uzunlukta dönüp dolaşan labirentlerle

أي نوع من الاحتياطات كان من دون حتى إنشاء منطقة الحجر الصحي؟

Karantina bölgesi bile yapmadan nasıl bir önlemdi acaba?

‫وهي الوديان الشديدة الحرارة ‬ ‫التي تمتد على مرمى البصر.‬ ‫جروف الحجر الرملي شديدة الانحدار،‬

Alabildiğine uzanan ve kavrulan vadiler var. Burası dik uçurumları olan kumtaşı kayalıklarla

من الحجر و الحديد , طعامه من العجين , يشبع جميع الدنيا ولا يشبع نفسه فما هو ؟ " المخبز _ الفرن " .

"Taştandır demirdendir, Yediği hamurdandır, Bütün dünyayı doyurur, Kendi doymaz nedendir?" "Fırın."