Examples of using "أعراض" in a sentence and their turkish translations:
uzun süre semptom göstermiyor kendini gizliyor bu virüs
- Sami ciddi zihinsel hastalık belirtileri göstermiyordu.
- Sami ciddi akıl hastalığı belirtileri göstermiyordu.
"Enfekte olup bunu bilmeyenler ya da neredeyse hiçbir semptom göstermeyenler,
Paris sendromu bir tür kültür şokudur. Şehrin moda merkezi imgesine kapılıp Paris'te yaşamaya başlayan, sonrasında yerel adetlere ve kültüre iyi uyum sağlayamayıp, zihinsel dengesini yitiren ve depresyona yakın belirtiler gösteren yabancıları tanımlamak için kullanılan psikiyatrik bir terimdir.