Translation of "تظهر" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "تظهر" in a sentence and their turkish translations:

تظهر هذا التباين.

gösterdiğinden gerçekten emin oluyoruz.

لم تظهر رحمة.

Hiç kimseye acımadılar

وبالتالي تظهر هذه المشاعر.

Yani bu duyguları besliyor.

تظهر القطب الشمالي هكذا

kuzey kutbunu gösteriyor böyle

سوف تظهر لك لي.

Sana benimkini göstereceğim.

أستطيع جعل هذه تظهر أيضّا،

Bunu da ortaya çıkarabilirim

أعتقد أنها تظهر نفس الحساسية

aynı hassasiyeti gösterir diye düşünüyorum

‫لكن بحلول الظلام، تظهر تهديدات جديدة.‬

...ama kararan hava yeni tehditler demek.

لذا إذا أرادت أن تظهر شريحة فإنها تظهرها إذا كانت تريد أن تظهر صورة تظهرها

yani bir slayt göstermek istiyorsa onu gösteriyor bir fotoğraf göstermek istiyorsa onu gösteriyor

الدراسات تظهر أن إعطاء الناس مكافآت فورية

Araştırmalar, insanlara hızlı ödül vermenin,

وبعد عدة أشهر، تظهر بعض الأوراق البحثية

ve birkaç ay sonra başka makaleler yayınlandı,

وها هي نقطة شعاع الليزر تظهر عليه.

Gerçekten lazer, işte şimdi görebilirsiniz.

‫تظهر بشكل يومي في المنازل‬ ‫والقرى والمدارس.‬

neredeyse her gün evlerde, köylerde ve okullarda görülüyorlar.

تظهر هذه الخريطة العالم قبل 40 عاما.

Bu harita dünyanın 40 yıl önceki halini gösteriyor.

لأن البيانات تظهر لي ما يجعلني أفكر

çünkü ortaya koyular veriler bana bunu düşündürtüyor

حاولت أن لا تظهر بأنها خائبة الأمل.

O hayal kırıklığına uğramış görünmemeye çalıştı.

لأنه في العديد من الأفلام تظهر هذه الأسماء

çünkü bir çok filminde bu isimler çıkıyor karşımıza

على وجه خاص، الكيفية التي تظهر أدمغتنا بها المشاعر.

Özellikle de beynimizin duyguları nasıl oluşturduğunu anlamaya.

وهذه ليست مدينة غير رسمية أو مدينة تظهر فجأة.

Bu gayri resmi ya da portatif bir şehir değil.

تظهر أمواج ضخمة فقط لأن جسم الماء لا يكفي

su kütlesi yeterli miktarda olmadığı için sadece dev dalgalar ortaya çıkar

تظهر هذه الخريطة بعض الدول التي شهدت زيادة مضطردة

Bu harita, kalıcı bakım kurumlarının

وبينما تفتتح الأماكن العامة مجددًا، تظهر بعض الأسئلة المهمة:

Ve kamuya açık alanlar açılmaya başladı bu daha büyük sorulara yol açıyor:

لكن هذه الصورة تظهر طريقتي المفضلة للتمرن على هذه الحركات.

Bu da hareketleri tekrarlarken tercih ettiğim yöntem.

كان يمكن للحضارة خارج الأرض أن تظهر في أشهر الصيف

Dünya dışı medeniyetlerin yaz aylarında başlamış olması gerekirdi.

وفي غضون أيام، بدأت تظهر الأعراض علي أفراد العائلة الآخرين.

Birkaç gün içinde ailenin diğer üyeleri de belirtileri göstermeye başladılar.

تظهر مع زوجها في اغلب الزيارات الرسمية على عكس انيسة التي

Anisa'nın aksine çoğu resmi ziyarette kocasıyla birlikte karşımıza çıkıyor.

"هؤلاء المصابين بالفعل و لايعرفون، أو بالكاد تظهر عليهم أية أعراض،"

"Enfekte olup bunu bilmeyenler ya da neredeyse hiçbir semptom göstermeyenler,

تظهر حجم التطور الذي وصل له العالم. لكن اضرارٌ عدةٌ يجب ان

dünyanın ulaştığı gelişimin büyüklüğünü gösteriyor. Ancak birkaç dezavantajdan

أذا أردت أن ترى خريطة تظهر الأحجام فالأفضل إستخدام إسقاط " جوول بيتيرز"

Daha doğru bir şekilde boyut görüntüleyen bir harita görmek isterseniz

و بعد بضعة أيام أخرى، بدأت الأعراض تظهر على العائلة الي كانت تجلس في الطاولة المجاورة.

Ve bundan birkaç gün sonra yan masalarında oturan aile de belirtileri göstermeye başladı.

إذا قمنا بتكبير الصورة ، يمكننا أن نرى السفينة بأكملها مرة أخرى مثل تلك التي تظهر أمامك مترًا واحدًا

o görüntüyü yaklaştırırsak aslında geminin yine 1 metre önümüzdeki görünen kısmı gibi yine tamamını görebiliriz diyor

فسياقات الكلمات تظهر في الجمل. تعبر الجمل عن الشخصيات. يمكن أن تكون الجمل مضحكةً، أو ذكيةً، أو سخيفةً، أو عميقة، أو مؤثرة، أو مؤذية.

Cümleler kelimelere içerik getirir. Cümlelerin kişilikleri vardır. Onlar komik, akıllı, aptal, anlayışlı, dokunaklı, incitici olabilirler.