Translation of "لفترة" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "لفترة" in a sentence and their turkish translations:

تحدثنا لفترة.

Biz bir süre konuştuk.

النمل لفترة وجيزة

karıncalara kısaca

واصل المشي لفترة.

Bir süre yürümeye devam etti.

أظن أنني سأبقى لفترة.

Sanırım bir süre kalacağım.

ونحن لم نبحث لفترة كافية.

ayrıca o kadar uzun zamandır inceleme yapmıyoruz.

نسيت هذه الذكرى لفترة طويلة.

Bunu uzun bir süre unutmuştum.

لم يفعل أي شيء لفترة،

bir süre hiçbir şey yapmadı,

فكرت لفترة طويلة عن ماذا سأتحدث.

ne hakkında konuşayım diye düşündüm uzun süre.

ظل المستقبل غير مؤكد لفترة وجيزة...

Kısa süre zarfında gelecek belirsiz kaldı.

لأنني أقدمها لفترة أطول قليلًا من الأخريات.

çünkü kartı diğerlerinden birazcık daha uzun gösteriyorum.

وكان هذا المبنى الذي سيدوم لفترة طويلة

Yani bu da insanlar için yapılmış

لكن دعني أستمع لفترة وجيزة إلى موسيقاك

Ama size kısaca bir önce müziğini dinleteyim

لكنه لم يبق في الخزي لفترة طويلة.

Ama uzun süre utanç içinde kalmadı.

هذا الفيروس لا يظهر أي أعراض لفترة طويلة.

uzun süre semptom göstermiyor kendini gizliyor bu virüs

يُنظر إلى القمح على أنه خصوبة لفترة طويلة

Buğday eskiden beridir bereket olarak görünür

كانت كلمة التعصب على جدول أعمالنا لفترة طويلة

Uzun bir süre yobaz kelimesi bizim gündemimizdeydi

في نفس النقطة ، ليس هو نفسه لفترة طويلة.

aynı noktada ise yine uzun süre aynı nokta olmuyor.

ولكن لفترة وجيزة حصلنا على المعلومات التي تهمنا

ama kısaca bizim için önemli olan bilgileri aldık

لفترة، أرسلتني أمي للعيش في نيجيريا لوحدي مع جدتي.

Annem beni bir süre Nijerya'da yaşamam için anneannemin yanına gönderdi.

هي فقط نتيجة دراستي لها لفترة كافية كي أقدرها.

zevk almaya yetecek kadar uzun süre çalışmış olduğumdan.

‫كانت فكرة سيئة.‬ ‫القطن لا يشتعل جيداً لفترة طويلة.‬

Tamam, bu kötü bir fikirdi. Pamuk çok uzun süre iyi yanmıyor.

ماثيو: إذا كنت تتقلب في فراشك لفترة طويلة مستيقظًا،

MW: Yatakta çok uzun süre uyanık kalıyorsanız

‫لكن في أقصى الشمال،‬ ‫يظل الظلام موجودًا لفترة أطول.‬

Daha da kuzeyde... ...karanlık biraz daha uzun sürer.

وإذا حصل وأن نجوا لفترة إصدار قرار حصولهم على لجوء،

Ve sığınma duruşması gününe sağ salim ulaşabilseler bile

الأشخاص الذين لا ينامون جيدًا سيحاولون عادة النوم لفترة أطول.

Düşük kaliteli uykusu olan kişiler daha uzun süre uyumaya çalışırlar,

أتذكر قضائي لفترة بعد الظهر في منزل جدتي في (أورمستون)

ninemin Urmston'daki evinde

‫الطقس أصبح بالفعل أكثر حراً،‬ ‫ولن نتمكن من النجاة هنا لفترة طويلة.‬

Hava şimdiden ısınıyor ve burada çok uzun süre hayatta kalamayız.

لفترة, أنا كنت مدمناً على شُرب المشروبات الغازية كنت أشربها كل يوم.

Bir süredir kola bağımlısı oldum ve onu her gün içtim.

‫أحيانًا، إن كانت في مزاج مرح،‬ ‫لا يمكنك ترك الكاميرا هناك لفترة طويلة.‬

Bazen, oyuncu bir ruh hâlindeyken kamerayı çok bırakamıyordum.

لفترة محدودة ، يمكنك التسجيل على Smart TV الخاص بك باستخدام الرمز EpicHistory للحصول على

Sınırlı bir süre için, yıllık abonelikten% 40 indirim almak için EpicHistory kodunu kullanarak Smart TV'nize kaydolabilirsiniz

لفترة طويلة ، كانت قصة الملك هرولف تعتبر إلى حد ما مثل قصة الملك آرثر ،

Uzun süre Kral Hrolf'un hikayesi daha çok Kral Arthur'un hikayesine benziyordu,

‫ولن نتمكن من النجاة هنا لفترة طويلة.‬ ‫يجب أن نسرع ‬ ‫ونحاول اصطياد المزيد من الزواحف.‬

ve burada çok uzun süre hayatta kalamayız. Acele edip birkaç böcek daha yakalamalıyız.

من المستحيل الاحتفاظ بجيش كبير في منطقة واحدة لفترة طويلة، واقترح بدلاً بالقيام بهجوم استباقي

tek bir bölgede büyük bir ordu tutmanın mümkün olmayacağını anladı ve bunun yerine

وليس قيادة الجيش ، كما كان يعلم جيدًا. عندما ورث قيادة الجيش الإيطالي لفترة وجيزة عام 1797 ،

, personel işi ve idaresi içindi . 1797'de kısa bir süre İtalya Ordusu'nun komutasını devraldığında,