Translation of "مرض" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "مرض" in a sentence and their turkish translations:

مرض السكري تحت سيطرةٍ أفضل، مرض الاكتئاب يزول،

diyabetleri düzenlenebilir hâle geliyor, depresyonları yok oluyor,

هو مرض ضمور عضلي تدريجي

Bu bir ilerleyen kas zayıflığı hastalığı,

كالجينات المسؤولة عن مرض الربو.

örneğin astıma neden olan genlerde.

وهو مرض يصيب كل الأعراق،

Tüm etnik kökenleri etkiler,

إنه قلق بسبب مرض والده.

O, babasının rahatsızlığı ile ilgili endişe duymaktadır.

وهو مرض مهم جدا. يحتاج للعلاج

ve çok önemli bir hastalıktır. Tedavi edilmesi gerekir

مرض السرطان هو عدو البشريه الأكبر

Kanser hastalığı insanlığın en büyük düşmanıdır.

هل موسيقى الهيب هوب مرض أم علاج؟

Hip-hop bir kanser mi, yoksa tedavi mi?

مرض الشيخوخة يشمل طفرة جينية بـ LMNA،

Progeria, LMNA geni mutasyonuyla

هو مرض لا يمكن التغلب عليه بمفرده

kendi başına aşılamayacak bir hastalıktır

الزهايمر مرض يحصل ببطئ وبدون الشعور به

Alzheimer hastalığı yavaşça ve hissedilmeden oluşur.

التعايش مع مرض الشيخوخة المبكرة لم يكن سهلاً.

Progeria ile yaşamak her zaman kolay değildi.

لم يكن لدى سامي مرض عقلي قابل للتّشخيص.

Sami'nin tanısal bir akıl hastalığı yoktu.

كنت أعمل في دول مرض شلل الأطفال فيها شائع،

Çocuk felcinin yaygın olduğu ülkelerde çalışıyordum,

إنه مرض مدمّر يسبب كمًا هائلًا من الخسائر العاطفية.

Duyguları harap eden, yıkıcı bir hastalık.

حينما حاول مسؤولو الصحة السيطرة على تفشى مرض السارس.

"Sağlık yetkilileri endişe verici bir SARS salgınını kontrol altına almaya çalışıyor"

أريد أن أقدم لكم بعض المعلومات عن مرض الشياخ.

Size progeria ile ilgili biraz daha bilgi vermek istiyorum.

مثبتة أن إدمان المواد الأفيونية، ما هو إلا مرض مزمن

kapsamlı bir bilimsel kanıt yayımladı.

لم يبدِ سامي أيّ أعراض تدلّ على مرض عقليّ خطير.

- Sami ciddi zihinsel hastalık belirtileri göstermiyordu.
- Sami ciddi akıl hastalığı belirtileri göstermiyordu.

تسبّب مرض سامي النّفسي في إيقاف مشواره في عرض الأزياء.

Sami'nin akıl hastalığı onun mankenlik kariyerini kısa kesmiştir.

كانت تعاني من مرض الشريان الأبهر بنسبة 60% أقل من أرانب المجموعة الأخرى،

diğer gruba göre yüzde 60 daha az aortic hastalık geliştirdi,

‫حيث أن حدوث كارثة طبيعية أو تفشي مرض ما‬ ‫من شأنه إبادة الجميع بسرعة كبيرة.‬

Bir doğal afet veya salgın hastalık bütün popülasyonu büyük bir hızla ortadan kaldırabilir.

وهذا مرض (أي الإنفلونزا) بمقدوره قتل 60 ألف شخص في السنة في الولايات المتحدة لوحدها

Ve bu oran ABD'de bir yılda 60 bin kişiyi öldürebilir.

إنّ مرض سامي العقلي لم يخفّف من عقوبته، بل تمّت إدانته بعقوبتين متتاليتين للسّجن مؤبّد.

Sami'nin akıl hastalığı onun cezasını hafifletmedi. Art arda iki ömür boyu hapis cezası aldı.

‫أظهرت الدراسات الغربية‬ ‫أنها تستطيع أن تمنع تطور مرض السرطان‬ ‫وأن توقف الألم‬ ‫بشكل أكثر فعالية من المورفين.‬

Batıda yapılan çalışmalar, kanserin büyümesini önleyebileceğini ve morfinden daha etkili bir uyuşturucu olabileceğini göstermiştir.

لكل فرد يقوم بعمل الحق في أجر عادل مرض يكفل له ولأسرته عيشة لائقة بكرامة الإنسان تضاف إليه، عند اللزوم، وسائل أخرى للحماية الاجتماعية.

Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.