Translation of "يظهر" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "يظهر" in a sentence and their turkish translations:

يظهر

gün yüzüne çıkar

يظهر صدع.

bir çatlak beliriyor,

والسلوك الثاني يظهر،

Ve ikinci davranış işe,

يظهر بحثنا هذا

Yaptığımız araştırmalar bunu gösteriyor

كما يظهر قوتك

aynı zamanda kuvvetini de gösteriyor

ثم يظهر واحد آخر

sonra bir tane ve bir tane daha.

يظهر القطب الشمالي المغناطيسي

manyetik kuzey kutbunu gösterir

لأن الاتجاه يظهر هذا

Çünkü gidişat bunu gösteriyor

يظهر أنه أخبر كِذبةً.

O, bir yalan söylemiş gibi görünüyor.

يظهر أن الطقس يتحسن.

Hava durumu iyileşiyor gibi görünüyor.

ما يعني أنه يظهر ويختفي.

Yani, gelir ve gider.

هنا يظهر الفيروس تطوره هنا

işte virüs burada gelişimini gösteriyor

يظهر أن الجو سيصير صحوًا.

Hava açacak gibi görünüyor.

عادة لا يظهر توم مشاعره.

Tom genellikle duygularını göstermez.

يظهر لي أن القطار متأخر.

Bana öyle geliyor ki tren geç kaldı.

لا يظهر توم مشاعره دائما.

Tom genellikle duygularını göstermez.

ولذلك يظهر كذئبٍ أبيض لامع ووحيد.

bu nedenle yalnız, parlak beyaz bir kurt gibi görünür.

يظهر بحثي أن لها تأثيرا كبيرا.

Araştırmam bunun önemli bir etkisi olduğunu gösteriyor.

للتطور عندما يظهر الفيروس لأول مرة

virüs ilk ortaya çıktığında gelişim gösterebilmek için

لا يزال يظهر اليوم كرمز للإنسانية

Hala daha bugün Humanizmin sembolü olarak gösteriliyor

يظهر بانتظام في ترتيب خوارزمية معينة.

belli bir algoraitma düzeni içerisinde düzenli bir şekilde bizim karşımıza çıkarıyor.

هذه المرة يظهر نفس النضال في سرقته

Bu sefer aynı mücadeleyi çalınmasında gösteriyor

لم يظهر في النجوم في الصور الملتقطة

Çekilen fotoğraflarda yıldızlarda görünmüyordu

هذه المرة يظهر رجل يدعى جون تيتور.

John Titor adında bir adam karşımıza çıkıyor bu sefer

يظهر أن ماري ملّتْ من هذه اللعبة.

Mary oyundan sıkılmış gibi görünüyor.

يظهر من شكل السماء أن الثلج سيتساقط.

Gökyüzünün görüntüsüne bakılırsa kar yağacak.

لا يُريد سامي أن يظهر على التّلفاز.

Sami televizyonda olmak istemiyor.

حاول أن تكتشف الجمال الذي لم يظهر بعد

Henüz keşfedilmemiş güzellikleri keşfetmeye çalışıyorum.

هذا الفيروس لا يظهر أي أعراض لفترة طويلة.

uzun süre semptom göstermiyor kendini gizliyor bu virüs

حاول توم أن لا يظهر بأنه خائب الأمل.

Tom hayal kırıklığına uğramış görünmemeye çalıştı.

توم يريد أن يظهر لماري كيفية القيام بذلك.

Tom, Mary'ye bunu nasıl yapacağını göstermek istiyor.

لكن المجتمع لا يزال يظهر انقسامًا بسبب التعقيد الثقافي

Fakat toplum hala daha kültür karmaşasından kaynaklı bölünme gösteriyor

مع تقدم كل شيء بشكل طبيعي ، يظهر رجل فجأة

Her şey normal şekilde ilerlerken bir anda bir adam ortaya çıkıyor

يظهر المغيرون دون سابق إنذار قبالة الساحل الشرقي لإنجلترا.

Baskıncılar, İngiltere'nin doğu kıyısı açıklarında uyarmadan ortaya çıkar.

يظهر أن كلًّا من توم وماري في مزاج سعيد.

Hem Tom'un hem de Mary'nin neşeli bir ruh hali içinde olduğu görünüyor.

‫وأرجو أن أجد طريقاً مختصراً‬ ‫يظهر لي في وسط الطريق.‬

ve yolda bir kestirmeyle karşılaşmayı ummaktan başka çare yok.

والجزء الذي تراه في هذه اللحظة لا يظهر أقدام يسوع

Ve şu andaki gördüğünüz kısımda İsa'nın ayakları görünmüyor

- اسمي لم يظهر في القائمة.
- اسمي لا يبدو في القائمة.

Adım listede görünmüyor.

يظهر بحثي بأن هذا يمكن ان يطبق على الشفاء من السكتة.

Araştırmam bunun felçten iyileşmeye de uygulanabileceğini gösteriyor.

‫لا يظهر إلا في الظلام.‬ ‫إضاءة الشعاب بالضوء الأزرق تكشف ما يجري.‬

Bu savunma ancak karanlık çökünce belli olur. Resife mavi ışık vurunca neler olduğu gözler önüne serilir.

كما يظهر هذا الفيديو التسويق الملحمي ، Titleist يستثمر الكثير في صنع كرات الغولف.

Bu epik pazarlama videosunun gösterdiği gibi, Titleist golf toplarına çok yatırım yapıyor.

إذا تم تقسيم سطح قاعدة البراميت الكبيرة إلى نصف نصف البراميت ، يظهر الرقم pi.

büyük pramit'in tabanının yüzeyi pramit'in yarısının iki katına bölünürse pi sayısı çıkıyor karşımıza

و هنا يظهر كيف تسافر جزيئات الهواء عند السعال فى حالة ارتداء نوعين من الكمامات

Ve bu da iki tip maske kullanılarak öksürüldüğünde hava partiküllerinin hareketini gösteriyor: