Examples of using "نفسي" in a sentence and their turkish translations:
Kendimden nefret ediyorum.
Kendimi yıkadım.
ve sürekli kendime soruyordum:
Neden umurumda?
rezil edeceksin.''
Çok tatlı olduğumu düşünüyordum.
Ben de kendimi yokmuşum gibi göstermeye çalıştım.
Kendimi pencereye attım
Bilinçli bir şekilde rezil olmuştum
dayanamadım, coştum,
Ben eminim.
kendimi bu istatistik dışında tutabilmek adına üç teknik geliştirdim.
Bir gazeteci olarak kamerayı çevreye tutar halde buldum kendimi,
Bunun için de Pazar çizimi dediğim
size şöyle aktarayım kendimden örnek vereyim
intihara kadar devam eden psikolojik bir rahatsızlık
Ben toplantıda kendimi sunacağım.
Önce kedimi uygun şekilde tanıtmama izin verin.
Kendimi kaybetmemek için yüzümü çevirmem gerekiyor.
ama aslında zihinsel bir hastalığın başlangıcıymış
ve doğrulamadım.
Anna'ya ulaşma çabasıyla
Bunu nereden biliyorum kendimden.
Oturup kendime şunları söyledim,
Huzuru böyle bulabildim.
kendimi denklemden çıkarmak.
ve suçluluk duygusu içinde kendime sürekli hatırlattım,
Kendimi bir çocuğa tanıtmak için uzandım,
Ancak ben buna hep devam ettim
yine kendimi geliştirmeye karar verdim,
Bir fotoğrafçı olarak gerçekten kendimi bu konuda kontrol etmeliyim.
yöneticimin yanında böyle duran insan olacağımı zannederken
temsil edilirken görme beklentilerimin, başka insanların da beklentileri
kendi bütün ve gerçek kişiliğimle var olmaya hazırım.
Beş dakika sonra Paris üzerindeyiz,
Kendimi bu ikiyüzlülük anlarında yakaladığımda
Böylece tamamen bu projeye yöneldim.
Mutsuz olurdum ama kendimi öldürmezdim.
Tom'a bir şey olduysa kendimi asla affetmeyeceğim.
Sözleşmeyi imzalayarak, beş yıl daha kendimi orada çalışmaya adadım.
çünkü içeride bu iki kızın yanında kendimi kaybetmemem mümkün değil.
benimle arkadaşlığı kesmemelerini umut etmiştim.
Bunun üzerine kendime "mutlu feminist" demeye karar verdim.
Kendime “ne yaptım ben? Nerede yanlış yaptım?” diyordum.
Atın üzerinde dik duramadım,
kendimi denklemin diğer tarafında buluyorum
Ama kendimden bana tanı konulmadan önceki halim olmayı
İkinci yalan ise eğer bir zafer daha kazanırsam
Başımı kaybetmemek için kendimi kontrol ediyorum.
ve kendimi eğlence seçeneklerinden yoksun görmüyorum.
Kendimi uyuşturucu satıcıları ve çete üyelerini üstün görürken bulmuştum.
psikolojik güven ortamı olması son derece elzemdir.
Mother Theresa ödülüme veda ediyordum.
Son olarak da kendime muhteşem bir gelecek şehrinin
Kendimi geri dönüşü olmadan aşağıda bulmak istemem.
Uzun zamandır çok çalışıyordum. Artık yıpranmıştım.
Ben de bu durumla ilgili kendimden çok hoşnut değildim.
Çünkü kendimi o ana kadar ki en içler acısı halde buldum.
Aynada kendime baktım ve gördüğüm şeyi sevmedim.
Hepimizi hayatımızdaki erkeklere şunu sormaya davet ediyorum,
gençlik yıllarımdaki hâlime bakıyorum, ki çoktan geçti gitti. Gerilimler karşısında hayat arkadaşıma sığınıyorum. O da bana sığınıyor.
Bu mor pelerin ve diadem dışında kendime ne sakladım?
Kollarımı denge için kullanıyorum. Ayaklarımı da halata dolayıp kendimi yukarı itiyorum.
Ama sonunda El Cap'e karşı kendimi denemeyi kabul ettim.
Jane'e on sekiz buçuk yaşında, adına borderline denilen
Paris sendromu bir tür kültür şokudur. Şehrin moda merkezi imgesine kapılıp Paris'te yaşamaya başlayan, sonrasında yerel adetlere ve kültüre iyi uyum sağlayamayıp, zihinsel dengesini yitiren ve depresyona yakın belirtiler gösteren yabancıları tanımlamak için kullanılan psikiyatrik bir terimdir.