Examples of using "عليهم" in a sentence and their turkish translations:
Onlar 'meteorlar' olarak adlandırılır.
Onlar onları buldular, değil mi?
Vites arttırmaları gerekiyor.
Onlar daha iyi bilmeliydi.
Onlar aynı şeyi yapmalı.
Bazen bazıları suçu onlarda buluyor.
Onlara sorular sormalısınız.
sonra bunları hayatımızdan engelliyoruz.
yapmaları gereken ilk şey eşlerini ve ailelerini davaya dâhil etmektir.
özellikle o kişiyi cezalandırıyorsanız.
karşılarına aşmaları gereken bir göl veya nehir çıktığında ise
- uyurken yakalandılar.
O onları elmaları çalarken yakaladı.
risk almaya devam etmeleri bir o kadar kolaylaşıyor olmasıydı.
analizlerinin sınırlılığının farkında olmalı.
ve #dialoguecoffee görüşmesi önerisinde bulunun.
bu onların değil, bizim suçumuz.
...çünkü ailelerinin geçimini sağlamak zorundalar.
Onlar sözde savaş mağdurlarıdır.
Halkım için bu sosyal yapı dayatmadan geliyor.
O halde programımızı kullanmak için onlara
onlara güvenmenin bir anlamı yok.
dolandırıcılar tarafından sık sık kandırılırlardı.
Bütün gün evde kalmak zorundaydılar.
Bu örgütler bulunmalı ve yok edilmeli.
Fakat aslında, yapmaları gereken de budur.
hangi tarafta olduğumuza hemen karar vermeliyiz.
bir hakime gitmeli, izin almalı,
çünkü ben onlara çözülmesi imkansız görünen bir problemin uzmanıyım:
benimsediğimiz veya tepki verdiğimiz fikirler olarak değil.
"Bu yıl kaç yeni müşteri elde etmeyi planlıyorsunuz?"
gerçeği tartışmak kişisel bir saldırıdır.
artık karınlarını doyurabilmek için malesef şehir merkezlerine gelmek zorunda kalıyorlar
''İlkini tavsiye ediyorum ama ikinci kez girmemek lazım.'' dedi.
yerine getirememekten zaten kendilerini hatalı buluyor.
Ancak onlar da muharebeden bir yada iki gün sonra yakalanacaklar.
bir süre sonra bu davalılar masraf yapmamak için beraber gidip gelmeye başladılar
"Enfekte olup bunu bilmeyenler ya da neredeyse hiçbir semptom göstermeyenler,
Maharbal, Hannibal'ın ikinci komutanı onları karşılamak üzere hareket edip, sürpriz bir saldırı düzenliyor.
Siz burada, sahnede olmalısınız ve biz size alkış tutmalıyız.
yani bir dala çıkmaları gerekiyor. Bu durumda ne yapıyorlar biliyor musunuz?
böyle bir şey yapmaları için para teklif ediliyor, onlar da bu fırsatı değerlendiriyorlar.
diğer insanlara cesaret ve tahammül gibi insanüstü başarılara ilham verebilir ya da zorbalık yapabilirdi.
Ezilen Türk piyadeleri bu yeni orduya dayanamadı ve yakında parçalandı
Paris sendromu bir tür kültür şokudur. Şehrin moda merkezi imgesine kapılıp Paris'te yaşamaya başlayan, sonrasında yerel adetlere ve kültüre iyi uyum sağlayamayıp, zihinsel dengesini yitiren ve depresyona yakın belirtiler gösteren yabancıları tanımlamak için kullanılan psikiyatrik bir terimdir.