Translation of "Sözü" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Sözü" in a sentence and their spanish translations:

Onun sözü yasadır.

Su palabra es ley.

Her sözü duydum.

Lo oí todo.

Doğru sözü seçin!

¡Elige la palabra correcta!

- Sözü hatırlıyorum.
- Kelimeyi hatırlıyorum.

Recuerdo esa palabra.

Sana verdiğim sözü tutacağım.

Cumpliré la promesa que te hice.

Bu sözü görmezden gelin.

Omite esta palabra.

Sözü tamamen unutmuş olmalı.

Ella ha de haberse olvidado por completo de la promesa.

Bana kesin gizlilik sözü verdiler

Me prometieron total confidencialidad.

Çok etkili bir sözü vardı

Hizo una declaración muy profunda.

Şimdi, bu sözü şöyle değiştiriyorum:

Modifiqué esa afirmación para decir

Sözü geçen aileler sınıf ayrılıkları

familias mencionadas separaciones de clases

Bu bana bir sözü hatırlattı

esto me recordó una promesa

Einstein'ın böyle bir sözü yok

Einstein no tiene tales palabras

Fransa başbakanının bir sözü var

El primer ministro de Francia tiene un dicho

Tom ona destek sözü verdi.

Tom prometió su apoyo.

O, konuşmanın sonunda sözü tekrarladı.

Al final del discurso, ella repitió la palabra.

O sözü artık kimse kullanmıyor.

Ya nadie usa esa palabra.

Bana verdiğin sözü yerine getirmelisin.

Debes cumplir la promesa que me hiciste.

Tom'un söylediği tek sözü anlayamadım.

No logré entender ni una palabra de lo que dijo Tom.

Tom'un konuda hiçbir sözü yoktu.

- Tom no tenía voz en el tema.
- Tom no tenía ni voz ni voto en el asunto.

Bir annenin bir sözü aklıma geliyor:

Y recuerdo una cita de una madre que dijo:

Bir çok kez bu sözü tekrarladı

repitió esta palabra muchas veces

Ayda bin adet teslim sözü verdi.

Prometieron entregar mil piezas por mes.

- Doğru kelimeyi seç!
- Doğru sözü seçin!

¡Elige la palabra correcta!

O, babasına verdiği sözü yerine getiremedi.

Él no pudo cumplir la promesa que hizo a su padre.

Tom bize bir şey sözü vermedi.

Tom no nos ha prometido nada.

Charlie, son sözü iptal etmeye karar verdi.

Charlie decidió tachar la última palabra.

Galiba sen bugün söylediğim bir sözü anlamıyorsun.

Quizás no entiendas ninguna palabra de lo que digo hoy.

Bence yapmamız gereken şey bu iki sözü almak

Y creo que lo que debemos hacer es aceptar esas dos ideas

üniversitedeyken çok sevdiğim bir hocamın bir sözü vardı

Tenía un dicho de un maestro que amaba cuando estaba en la universidad

Birçok İspanyol gerilla çetesine karşı koruma sözü verdi .

no se comportaban mejor que los bandidos.

Bağlılık sözü almanın iyi bir fikir olacağını düşünüyor .

del último campeón superviviente de Hrolf.

Ve eğer o kişi küçük görülüyorsa, sözü kesiliyorsa

y están siendo menospreciados, están siendo interrumpidos,

Tom Mary'ye yardım etmek için verdiği sözü tutmadı.

Tom no mantuvo su promesa de ayudar a Mary.

- O evde onun borusu öter.
- O evde onun sözü geçer.

Ella lleva los pantalones en esa casa.

Bazı insanlar her zaman son sözü söylemek istiyor gibi görünürler.

Algunas personas parecen querer tener siempre la última palabra.

Tom her zaman son sözü söylemek zorunda kalan insan türüdür.

Tom es la clase de persona que siempre tiene que tener la última palabra.

Kaçmış bir atı yakalamak söylenmiş bir sözü geri almaktan daha kolaydır.

Es más fácil atrapar a un caballo fugado que retirar una palabra escapada.

Yılan çukurunda aslında Ragnar gibi kaba sözcükler kullanabilirsin… bağlılık sözü ile Vöggr gibi

De hecho, puedes usar palabras vulgares como Ragnar en el foso de las serpientes ... puedes jugar trucos sucios

"Alışverişinizden mutlu değilseniz, istediğiniz zaman iade edebilirsiniz." "Bu sözü yazılı olarak alabilir miyim?"

"Si no está satisfecho con su compra, puede devolverla en cualquier momento." "¿Podría tener eso por escrito?"

Sigarayı bırakma sözü her yıl ilk on Yeni Yıl kararı arasında yer alıyor.

La promesa de dejar de fumar se situa entre las diez primeras resoluciones del nuevo año, año tras año.

Kartaca senatosu onun ilerleyişinden duyduğu hoşnutluğu ifade etti ve seferine destek olma sözü verdi.

El Senado cartaginés expresó deleite con su progreso y prometió ayuda para apoyar su campaña.