Translation of "Gelin" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Gelin" in a sentence and their spanish translations:

Gelin.

- ¡Entra!
- Entre.
- Pase.
- ¡Entren!
- ¡Adelante!

Zamanında gelin.

- Llega a tiempo.
- Llegue a tiempo.

Benimle gelin.

- Sígueme.
- Por favor, sígame.
- Venga conmigo.
- Ven conmigo.

Çabuk gelin.

- ¡Ven rápido!
- ¡Vení rápido!

Gelin mutluluk saçıyordu.

La novia estaba radiante.

- Buraya gel.
- Gelin!

- Ven aquí.
- Venid aquí.
- Vente.
- Veníos.
- Venga aquí.

İşte gelin geliyor!

¡Aquí llega la novia!

gelin hep birlikte çıkaralım

tomemos todo junto

Gelin çok güzel görünüyordu.

La novia se veía muy bella.

Gelin ve bize katılın.

Ven y únetenos.

Yarın beni görmeye gelin.

- Ven a visitarme mañana.
- Ven a verme mañana.

Teşekkürler, lütfen yine gelin.

Gracias. Por favor visítenos otra vez.

Gelin ve herkesi karşılayın!

Ven a conocerlos a todos.

- Buyurun!
- İçeriye gel.
- Gelin.

¡Entra!

Bu sözü görmezden gelin.

Omite esta palabra.

Altıdan önce eve gelin.

Vuelve a casa antes de las seis.

Gelin Steve Jobs'a bir bakalım

Echemos un vistazo a Steve Jobs

Yakında gelin yoksa yiyecek kalmayacak.

Ven pronto o no quedará comida.

Bazen müzik çalmamızı izlemeye gelin.

Ven a vernos tocar música alguna vez.

Sadece Tom'un söylediğini görmezden gelin.

Simplemente ignora lo que dijo Tomás.

- Benimle birlikte gel.
- Benimle gelin.

- Vengan conmigo.
- Venga conmigo.
- Ven conmigo.
- Veníos.
- Véngase.

Lütfen yarın beni görmeye gelin.

Por favor ven a verme mañana.

Gelin damat tören bitince öpüştüler.

Los novios se besaron cuando terminó la ceremonia.

Teşekkürler ve hızlıca geri gelin.

Gracias, y vuelva pronto.

Kendi kendine gelin güvey oluyorsun.

Estás construyendo castillos en el aire.

O, bir gelin gibi giyindi.

Ella está vestida de novia.

Gelin ve bize yardımcı olun.

- Venga a ayudarnos, por favor.
- Ven y ayúdanos.

Her ikiniz de buraya gelin.

- Vengan aquí ustedes dos.
- Vengan aquí los dos.

ön plana çıkarıp üstesinden gelin.

enfréntense a él, lidien con él.

Ya beraber gelin bilgisayar yapalım desem

Vamos, hagamos una computadora juntos

Gelin birazda gerçekleri konuşalım o zaman

Hablemos un poco de los hechos entonces

Önce geliş sonra bir gelin al.

Primero progresar y luego casar.

Lütfen bir ara bizim kasabaya gelin.

Ven a nuestra ciudad algún día, por favor.

Onlara bir şeyi iyi yaparken denk gelin.

Atrápenlos cuando están bien.

Ama gelin görün ki internette şunları seçiyordum:

Y, sin embargo, esto fue lo que elegí en línea:

gelin her şeye biraz daha yumuşak bakalım

echemos un vistazo a todo un poco más suave

Bu gelin yüzünü bir peçe ile örtüyor.

Esta novia se está cubriendo la cara con un velo.

Tom, Maria! Aşağıya gelin çocuklar, yemek hazır.

¡Tom, María! ¡Vengan abajo, niños, la comida está lista!

- Hesaba katmamış.
- Kendi kendine gelin güvey olmuş.

No contaba con la huéspeda.

Kendinize gelin artık. Çok hızlı yayılıyor bu virüs.

Ven a ti mismo ahora. Este virus se propaga muy rápido.

Bu istem dışı bir tik, lütfen görmezden gelin.

Es un tic involuntario, por favor, no lo tenga en cuenta.

Üzgünüm şu anda patronum uyuyor. Lütfen yarın yine gelin.

Lo lamento, en este momento mi jefe está durmiendo. Por favor, vuelva mañana.

"Gelin bizim için çalışın çünkü bizler 9-9-6 'yız."

"Ven a trabajar con nosotros que somos 996".

- Beni takip et!
- Beni takip edin!
- Peşimden gel!
- Peşimden gelin!

- ¡Sígame!
- ¡Síganme!
- ¡Sígueme!
- ¡Seguime!

Tamam, hadi bakalım. Bunun gibi uzun ve düz bir sopa. Tamam, benimle gelin.

Bien, vamos. Miren esta rama larga y derecha. Vengan conmigo.

- Mümkün olduğu kadar kısa sürede gel.
- Lütfen en kısa sürede gel.
- Lütfen mümkün olduğunca en kısa sürede gelin.

- Por favor, ven tan pronto como te sea posible.
- Por favor, ven lo más pronto posible.