Translation of "Verdiler" in Spanish

0.011 sec.

Examples of using "Verdiler" in a sentence and their spanish translations:

Gitmeme izin verdiler.

Me dejaron ir.

Doğru kararı verdiler.

Ellos tomaron la decisión correcta.

Ve eşleştiğine karar verdiler,

y decidieron que coincidía.

Sözlerime biraz önem verdiler.

Prestaron poca atención a mis palabras.

Ona kaçma fırsatı verdiler.

Le dieron la oportunidad de escaparse.

Çocuğa büyükbabasının adını verdiler.

Le dieron al niño el nombre de su abuelo.

Onlar evlenmeye karar verdiler.

Decidieron casarse.

Oğullarına John adı verdiler.

Llamaron a su hijo John.

Onlar konuşmaya son verdiler.

Dieron cabo a la conversación.

Odaya girmeye karar verdiler.

- Decidieron entrar a la habitación.
- Ellos decidieron entrar al cuarto.

Ona Jane adını verdiler.

- Ellos la llamaron Jane.
- Ellos la nombraron Jane.

- Onlar bebeğe Jane adını verdiler.
- Onlar bebeklerine Jane adını verdiler.

Ellos llamaron a su bebé Jane.

Bana yanlarında bir sandalye verdiler.

Me ofrecieron sentarme a su lado.

Bana kesin gizlilik sözü verdiler

Me prometieron total confidencialidad.

Ama bize gümüş paralar verdiler.

Al final, nos dieron monedas de plata.

Onlar kızlarına Helen adını verdiler.

Llamaron a su hija Helen.

Eski kısıtlamayı kaldırmaya karar verdiler.

Decidieron abolir la antigua restricción.

Onlar oğullarına John adını verdiler.

Llamaron a su hijo John.

Ona bir kaçma şansı verdiler.

Le dieron la oportunidad de escaparse.

Eski binayı yıkmaya karar verdiler.

Decidieron derribar el viejo edificio.

Onlar fabrikayı kapatmaya karar verdiler.

Ellos decidieron cerrar la fábrica.

Onlar bir dizi konser verdiler.

Ellos dieron una serie de conciertos.

Onlar çocuklarına Thomas adını verdiler.

Ellos llamaron a su hijo Thomas.

Gelecek ay evlenmeye karar verdiler.

Han decidido casarse el mes que viene.

Onlar televizyonlarını satmamaya karar verdiler.

- Ellas han decidido no comprar la televisión.
- Ellos han decidido no comprar la televisión.

Onlar arabalarını satmamaya karar verdiler.

Han decidido no vender el coche.

- Onlar kedilerine Tom ve Jerry adını verdiler.
- Kedilerine Tom ve Jerry adını verdiler.

- Ellos llamaron a sus gatos Tom y Jerry.
- Les pusieron a sus gatos Tomy y Jerry.

Ve buna "bankacılık problemi" adını verdiler.

Y llamaron a esto el "problema de la banca."

Halka açık havuzu boşaltmaya karar verdiler.

antes que dejar a las familias negras nadar ahí también.

Öğle yemeği için toplantıya ara verdiler.

Ellos interrumpieron la reunión para comer.

Tom ve Mary öpüşmeye son verdiler.

Tom y Mary pararon de besarse.

Sue ve John evlenmeye karar verdiler.

Sue y John decidieron casarse.

Onlar bir hediye seçmeme izin verdiler.

Ellos me dejaron elegir un regalo.

Tom ve Mary ayrılmaya karar verdiler.

- Tom y Mary han decidido romper.
- Tom y Mary han decidido romper su relación.
- Tom y Mary han decidido dejarlo.
- Tom y Mary han decidido separarse.

Ama bana küçük bir parça güvence verdiler.

Pero me ofrecieron esta pequeña consolación,

çünkü onlar da çok ağır kayıplar verdiler.

porque también sufrieron muchas bajas.

Tom ve Mary nihayet evlenmeye karar verdiler.

Finalmente, Tom y Mary decidieron casarse.

Onlar benim için büyük bir parti verdiler.

Ellos me hicieron una gran fiesta.

Gitmeden önce, onun adamları şehri ateşe verdiler.

Antes de irse sus hombres incendiaron la ciudad.

Tom ve Mary bebeklerine John ismini verdiler.

Tom y Mary llamaron a su bebé John.

Onlar sonuçta orijinal plana sadık kalmaya karar verdiler.

Ellos han decidido apegarse al plan original después de todo.

Onlar eski yaraları bir kenara koymaya karar verdiler.

Han decidido dejar a un lado viejas rencillas.

Ve böylece, onlar hemen harekete geçmeye karar verdiler.

Así, decidieron actuar inmediatamente.

Başkana bir mektup yazması için ona para verdiler.

Le pagaron para escribir una carta al presidente.

Eski araban için onlar sana ne kadar verdiler?

¿Cuánto te dieron por tu antiguo auto?

Tom ve Mary ekim ayında evlenmeye karar verdiler.

Tom y María decidieron casarse en octubre.

Bunun yerine eski konsül Marcus Minucius Rufus'u kendisine verdiler.

En cambio, le impusieron a Marcus Minucius Rufus, un ex cónsul.

COVID-19 ya da "2019 koronavirüs hastalığı" adını verdiler.

que un tipo de virus está causando la enfermedad.

Sonunda John ve Sue elmayı ikiye bölmeye karar verdiler.

Al final, John y Sue decidieron partir la manzana por la mitad.

Tom ve Mary aşık oldular ve evlenmeye karar verdiler.

Tom y María se enamoraron y decidieron casarse.

Eski astronomlar takımyıldızları fark ettiler ve onlara isimler verdiler.

Los antiguos astrónomos encontraron constelaciones y les dieron nombres.

Onlar ona hem maddi hem de manevi destek verdiler.

Ellos lo apoyaron tanto material como espiritualmente.

Onlar ona votka katılmış bir bardak portakal suyu verdiler.

Le dieron a él un vaso de zumo de naranja mezclado con vodka.

Bir apartman inşa etmek için eski evlerini yıkmaya karar verdiler.

Han decidido demoler su antigua casa para construir una casa plurifamiliar.

Onu birkaç saat tuttular ve sonra özgür olmasına izin verdiler.

Lo detuvieron por unas horas y luego lo dejaron ir.

Sue ve John uzun uzun düşündükten sonra yapmaya karar verdiler.

- Sue and John decidieron jugarse el todo por el todo.
- Sue y John decidieron dar el paso decisivo.

Onlara daha iyi işler, daha iyi konutlar ve eğitim imkanları verdiler.

dándoles mayor acceso a trabajos, hogares y educación.

Tom Boston'a transfer edilecekti fakat onun yerine onu kovmaya karar verdiler.

Tom iba a ser transferido a Boston, pero en vez de eso decidieron despedirlo.

Tom ve Mary testte öğretmeni şüphelendiren tam olarak aynı cevapları verdiler.

Tom y Mary entregaron exactamente las mismas respuestas en la prueba que hacía sospechar al maestro.

Onların kendi çocukları olmadığı için küçük bir kızı evlat edinmeye karar verdiler.

Como no tenían hijos propios, decidieron adoptar a una niña pequeña.

Kendi çocuklarından birine sahip olmak yerine bir çocuk evlat edinmeye karar verdiler.

Ellos decidieron adoptar un niño en lugar de tener uno propio.

Tom ve Mary'nin bir çocukları vardı ve ona Tom Junior adını verdiler.

Tom y Mary tuvieron un niño y lo llamaron Tom Junior.

Nihayet, iki Kızılderili kabilenin şefleri savaş baltalarını gömmeye karar verdiler ve barış çubuğu tüttürdüler.

Por fin, los dos caciques han decidido enterrar el hacha y fumar la pipa de la paz.

- Müslüman işçilere Ramazan ayında erken çıkma izni verdiler.
- Müslüman çalışanlara Ramazan ayında erken çıkış izni veriyorlar.

Ellos autorizan a los trabajadores musulmanes a salir temprano en el mes de Ramadán.