Translation of "Bölgedeki" in Spanish

0.003 sec.

Examples of using "Bölgedeki" in a sentence and their spanish translations:

Bölgedeki insanlara bulaşıp hasta edip

infectar a las personas en el área y enfermarlas

Bu bölgedeki yıllık yağışlar her şeyi ıslatıyor.

Las fuertes lluvias anuales en esta región dejan todo húmedo.

Bölgedeki Soğuk Savaş, asla öngörülemeyecek bir hal almış durumda.

Es una guerra fría que se está volviendo increíble impredecible.

Kırsal bölgedeki yürüyüşte yorgun hissettiği için, o şekerleme yaptı.

Sintiéndose cansado de caminar por el campo, él se tomó una siesta.

Birliklerinin yaşamak için mücadele edeceğini bilmek bu fakir bölgedeki topraklardan

Sabiendo que sus tropas tendrían dificultades para vivir de la tierra en esta región sin recursos,

O, o bölgedeki yoksullara yardım etmek için onun enerjisine yatırım yapıyor.

Ella ha estado invirtiendo su energía en ayudar a los pobres de esa área.

Bölgedeki gücünü arttırmak isteyen Suud ve İranlıların iştahını da bir hayli kabartmış durumda.

Saudíes e iraníes están tratando de tomar el control de ese territorio.

- Buradaki çiftçilerin büyük bölümü çeltik eker.
- Bu bölgedeki çiftçilerin büyük kısmı pirinç yetiştirir.

La mayoría de los agricultores de por aquí cultivan arroz.