Translation of "Edip" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Edip" in a sentence and their spanish translations:

Hayal edip inanabilirsiniz

que están inspirando una luz límpida y brillante,

Yok edip yuvalarına taşıyabilirler.

pueden destruirlos y trasladarlos a su hogar.

Elde edip edemeyeceğine olan inançtır.

de si conseguirán o no lo que quieren.

Cankurtaran beni fark edip kurtarabilirdi.

el socorrista me habría visto y habría venido a salvarme.

Bölgedeki insanlara bulaşıp hasta edip

infectar a las personas en el área y enfermarlas

Ama beni hasta edip etmeyeceğini bilmiyorum.

Pero no sé si me caerán mal.

Acele edip birkaç böcek daha yakalamalıyız.

Debemos apresurarnos y buscar más criaturas.

Aile yoluna devam edip su bulmalı.

La familia debe seguir y buscar agua.

Bana yardım edip etmeyeceğini ona sordum.

Le pregunté si me ayudaría.

Mary dans edip şarkı söylemeyi sever.

A María le encanta bailar y cantar.

Tom'un kabul edip etmemesi umurumda değil.

Me da igual si Tom lo aprueba o no.

Bana yardım edip etmemen umurumda değil.

No me importa si me ayudás o no.

Onun planımızı kabul edip etmeyeceğini bilmiyorum.

No sé si él va a estar de acuerdo con nuestro plan o no.

Lütfen bu filmi banyo edip yayınlayın.

Revele y imprima este rollo, por favor.

Onun kabul edip etmeyeceği açık değil.

No es claro si ella estará o no de acuerdo.

Acele edip bir karar verseniz iyi olur.

Mejor apresúrense y decidan.

Ebeveynlerim apartman inşa edip beni ve kardeşlerimi

mis padres pudieron erigir un apartamento de concreto

Bunun ne büyük önemi onları rahatsız edip

lo importante que es molestarlos

Suçunu kabul edip etmemesinin hiçbir önemi yok.

No importa si admite su culpa o no.

Demek izleri takip edip suyumuzu tazelememiz gerektiğini düşünüyorsunuz?

¿Creen que debemos seguir los rastros de los animales y buscar agua?

Acele edip hatalar yapmaktansa acele etmemen daha iyidir.

Es mejor tomarte el tiempo que apurarte y cometer errores.

Önümüzdeki pazar günü bizi ziyaret edip etmeyeceğini bilmiyorum.

No sé si él podrá visitarnos el domingo que viene.

Ve tüm bunlar virüsün koruyucu tabakasını yok edip

Y todo eso puede contribuir a romper esta capa protectora de humedad,

Bunu yapmama birinin yardım edip edemeyeceğini merak ediyorum.

Me pregunto si alguien podría ayudarme a hacerlo.

Tom bana telefon edip hemen gelmem gerektiğini söyledi.

Tom me llamó y me dijo que tenía que ir inmediatamente.

Bütün zihninizi ve bedeninizi sardığını hayal edip buna inanabilirsiniz.

llena todo su cuerpo y mente.

Sonuç şu; ABD çoğu kez mültecileri sınır dışı edip

El resultado es que EE. UU. frecuentemente deporta a refugiados.

Ama bilmediğim şey, bunlardan birinin beni hasta edip etmeyeceği.

Pero no sé si es de los que pueden enfermarme.

Acele edip birkaç böcek daha yakalamalıyız. Dinleyin, duyuyor musunuz?

Debemos apresurarnos y buscar más criaturas Escuchen. ¿Oyen eso?

1) Ordusuna tekrar erzak tedarik edip bitkin adamlarını dinlendirmek

1) Se reabastace y descansa a sus hombres exahustos.

DAN MITRIONE BUGÜN ÖLDÜRÜLDÜ Kentleri işgal edip cephanelikleri, bankaları...

y agentes extranjeros. Ocupaban ciudades, asaltaban arsenales,

Ve bir hata yaparsak bunu kabul edip düzeltmeye çalışacağız.

Y si nos equivocamos lo reconoceremos y generaremos,

Solumda garip bir şekil fark edip aşağı ilerlediğimi hatırlıyorum.

Recuerdo que había una forma extraña a mi izquierda. Y al descender más

Tom'un bu sorunu çözmemize yardım edip edemeyeceğini merak ediyorum.

Me pregunto si Tom podría ayudarnos a resolver este problema.

Uçakla seyahat edip et ve süt ürünü yemeye devam ediyor.

siguen volando alrededor del mundo comiendo carne y lácteos.

Ama bu cihazların sigarayı bırakmaya yardım edip etmediğini hâlâ bilmiyoruz

aún no sabemos si estos aparatos ayudan a los fumadores a dejar de fumar.

Ay'dan yansıyan morötesi ışığı absorbe edip florışı şeklinde etrafa yayıyorlar.

Absorben la luz ultravioleta reflejada por la luna y la emiten como fluorescencia.

Ve hızlı hareket edip zekice seçimler yapmazsak çok fazla dayanamayız.

y no duraremos mucho si no actuamos rápido ni decidimos bien.

Yoksa az suyumuz kaldığını ve bunu doldurmam gerektiğini kabul edip

¿O reconocemos que nos queda poca agua que debemos reponer

... düşmanın yerini tespit edip yolunu kesip kesemeyeceği de kesin değildi.

si los romanos hubieran podido localizar e interceptar al enemigo a tiempo.

- Bana yardım edip edemeyeceğini merak ediyordum.
- Bana yardım eder misin?

Me preguntaba si podrías ayudarme.

Tom'un günde kaç saat çalıştığımı fark edip etmediğini merak ediyorum.

Me pregunto si Tom se dará cuenta de cuántas horas al día trabajo.

Tom'un ne kadar yalnız olduğumu fark edip etmediğini merak ediyorum.

Me pregunto si Tom se dará cuenta de cuán solo estoy.

Işkence edip onları ortadan kaldırmak için birlikte çalıştığı bir plandı bu.

para detener, secuestrar, torturar y desaparecer opositores políticos.

- O bize yardım ederse şaşırırım.
- Bize yardım edip etmeyeceğini merak ediyorum.

Me pregunto si usted nos ayudaría.

Çok merak edip de cevabını asla öğrenemediğin bir şey var mı?

¿Hay algo sobre lo que tengas mucha curiosidad pero que no hayas sabido?

Bununla birlikte sahildeki Kartaca gözcüleri yaklaşan düşman filosunu tespit edip alarm veriyor.

Sin embargo, exploradores cartagineses a lo largo de la costa avistan la flota enemiga y hacen sonar la alarma.

Mary'nin Tom'un gerçekten ne kadar fakir olduğunu fark edip etmediğini merak ediyorum.

Me pregunto si Mary se dará cuenta de cuán pobre es Tom en verdad.

Ve burada çok uzun süre hayatta kalamayız. Acele edip birkaç böcek daha yakalamalıyız.

y no vamos a sobrevivir aquí mucho tiempo. Debemos atrapar más criaturas pronto.

Maharbal, Hannibal'ın ikinci komutanı onları karşılamak üzere hareket edip, sürpriz bir saldırı düzenliyor.

Maharbal, el segundo al mando de Hannibal, cabalgó para encontrarlos, lanzando un ataque sorpresa.

Ama şunu yapabiliriz, bu göreve devam edip zehri canlı olarak bulmaya çalışmak için

¿Saben qué podemos hacer? Continuemos... ...esta misión e intentemos encontrar el veneno mismo

Ancak aslında, Arretium'a saldırmayarak, Hannibal insiyatifi elinde tutmaya devam edip, Romalıları tahmin etmeye zorluyor.

Pero de hecho, al evitar Arretium, Hannibal matiene la iniciativa y mantiene a los romanos a la expectativa.

Çocukken ,ölürsem dünyanın hemen ortadan kaybolacağını düşündüm.Ne çocukça bir aldanma!Ben sadece dünyanın bensiz devam edip var olacağını kabullenemiyordum.

Cuando era pequeño, pensaba que si moría el mundo simplemente desaparecería. ¡Qué ilusión infantil! Es sólo que no podía aceptar que el mundo pudiera seguir existiendo sin mí.

- Tom Mary'yi terk etti ve başka bir kadınla yaşamak için gitti.
- Tom Meryem'i terk edip başka bir kadına gitti.
- Tom Meryem'den ayrılıp başka bir kadınla yaşamaya başladı.

Tom dejó a Mary y se fue a vivir con otra mujer.